Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dobralık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dobra olma durumu


doçent

İlgili Kelimeler:

yardımcı doçent

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üniversitelerde profesörden önceki basamakta bulunan öğretim üyesi

Örnek:

1. Bu niyetle asistanların, doçent ve profesörlerle ilişkilerini gözlemliyordu.

1. Bu niyetle asistanların, doçent ve profesörlerle ilişkilerini gözlemliyordu.


Lisan : Almanca Dozent

doçentlik

İlgili Kelimeler:

yardımcı doçentlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doçent olma durumu

2. Doçentin görevi


Dodurga
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çorum iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : dodu'rga

Dodurga
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri


Özel: Evet

doğa

İlgili Kelimeler:

doğa bilgisi, doğa bilimleri, doğa dışı, doğaötesi, doğasever, doğaüstü, doğa yasası, doğa yürüyüşü, ölüdoğa

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kendi kuralları çerçevesinde sürekli gelişen, değişen canlı ve cansız varlıkların hepsi, tabiat, natür

Örnek:

1. En çok yurdumdan söz ettim / Doğayla, insanla içli dışlı

1. En çok yurdumdan söz ettim / Doğayla, insanla içli dışlı

2. İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal yapısını koruyan çevre, tabiat

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimsenin eğilimlerinin, içgüdülerinin hepsi, huy


doğa bilgisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tabiat bilgisi


doğa bilimci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tabiatın çeşitli özellikleri üzerinde çalışan, araştırma yapan, tabiatçı


doğa bilimleri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konusu tabiat, tabiat olayları ve kanunları olan fizik, kimya, gök bilimi, biyoloji vb. bilimler, tabiat bilimleri


doğa dışı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğaya aykırı, tabiata aykırı, gayritabii


doğa yasası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doğa olaylarının bağlı olduğu yasa


doğa yürüyüşü
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Belli kurallar ve grup anlayışı içinde doğada yapılan uzun yürüyüşler


doğabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doğabilmek işi


doğabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Doğma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Dil birliği, anlaşamamak yüzünden doğabilecek ayrılıkların karşılıklı düşmanlıkları giderebileceği bir ortaklık tabanıdır.

1. Dil birliği, anlaşamamak yüzünden doğabilecek ayrılıkların karşılıklı düşmanlıkları giderebileceği bir ortaklık tabanıdır.


doğaç
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Sözü birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi söyleme, irtical


doğacı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğacılık yanlısı olan, natürist


doğacılık
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Toplumsal kuruşların ve yaşayış biçiminin doğaya dönük olmasını amaç edinen öğreti, natürizm


doğaçlama

İlgili Kelimeler:

doğaçlama tiyatro

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doğaçlamak işi, emprovizasyon

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi, doğaçtan, doğmaca, irticalen, emprovize

Örnek:

1. Doğaçlama şiir söylemek.

1. Doğaçlama şiir söylemek.

3. tiyatro , tiyatro , tiyatro , tiyatro , Yazılı metni olmayan, kararlaştırılmış taslağı, yerine, zamanına göre oyuncular tarafından, sahnede yakıştırılan sözlerle tamamlanan oyun, tuluat


doğaçlama tiyatro
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önceden yazılmış metne dayanmayan, taslağı önceden kararlaştırılmış olan halk tiyatrosu, tuluat tiyatrosu


doğaçlama yapmak
Anlamı:

1. doğaçlamak


doğaçlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Birdenbire ve içine doğduğu gibi söylemek, irticalen dile getirmek

2. O anda şiir söylemek, irticalen şiir söylemek

3. tiyatro , tiyatro , tiyatro , tiyatro , Bir metne dayanmadan içe doğduğu gibi konuşmak ve oynamak, tuluat yapmak


doğaçtan
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Doğaçlama


doğal

İlgili Kelimeler:

doğal afet, doğal ayıklanma, doğal coğrafya, doğal fiyat, doğal gaz, doğal sayı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğada olan, doğada bulunan

Örnek:

1. Doğal güzellikler artık eskisi gibi turist çekmiyor.

1. Doğal güzellikler artık eskisi gibi turist çekmiyor.

2. Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel

3. Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı

Örnek:

1. Doğal liman. Doğal sınır.

1. Doğal liman. Doğal sınır.

4. Yapmacık olmayan

Örnek:

1. Hamileymiş diye yineliyor oldukça doğal bir tavırla.

1. Hamileymiş diye yineliyor oldukça doğal bir tavırla.

5. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi

Örnek:

1. Ercan o denli doğaldı ki giderek şaşırtıcı olmaktan çıktı.

1. Ercan o denli doğaldı ki giderek şaşırtıcı olmaktan çıktı.

6. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan

Örnek:

1. Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal.

1. Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal.

7. Katıksız, saf


doğal afet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsan eliyle önlenemeyen sel, fırtına, deprem, dolu vb. felaketlerin her biri

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Baş belası


doğal ayıklanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Darvinciliğe göre doğada ve toplumda canlı türlerin arasındaki var olma savaşını en güçlülerin, çevreye en iyi uyabilenlerin kazandıklarını, güçsüzlerin, çevreye uyamayanların ise ortadan kalktıklarını savunan öğreti