Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
diyalektolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilimi , dil bilimi , sıfat , sıfat , dil bilimi , dil bilimi , Lehçe bilimsel


Lisan : Fransızca dialectologique

Telaffuz : l ince okunur

diyalel
Anlamı:

1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Bir önermeyi başka bir önerme ile tanıtlamak yoluyla yapılan sofizm, üstü örtülü bir tür kısır döngü


Lisan : Fransızca diallèle

diyaliz

İlgili Kelimeler:

diyaliz makinesi

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Vücut sıvılarındaki istenmeyen maddelerin yarı geçirgen zar aracılığıyla vücuttan uzaklaştırılması temeline dayanan bir çözümleme veya arıtma yöntemi


Lisan : Fransızca dialyse

diyaliz makinesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kan diyalizi yapmaya yarayan araç


diyalize girmek
Anlamı:

1. diyaliz makinesine bağlanmak


diyalog
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşılıklı konuşma

Örnek:

1. Onun derslerinde biricik zaman ve mekân ölçüsü diyalogdur.

1. Onun derslerinde biricik zaman ve mekân ölçüsü diyalogdur.

2. Oyun, roman, hikâye vb. eserlerde iki veya daha çok kimsenin konuşması

Örnek:

1. Kişileri canlı, diyalogları kişilerin karakter özelliklerini yansıtacak gibi ustalıkla seçilmişti.

1. Kişileri canlı, diyalogları kişilerin karakter özelliklerini yansıtacak gibi ustalıkla seçilmişti.

3. Konuşmaya dayanılarak yazılmış eser

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Anlaşma, uyum sağlama veya bu yolda çalışma


Lisan : Fransızca dialogue

Telaffuz : l ince okunur

diyalog kurmak
Anlamı:

1. anlaşma ve uyum sağlayacak yolda karşılıklı konuşmak

Örnek:

1. Kendisiyle diyalog kuramamaktan yakındığımız insan, bazen en yakın çevremizden olabilir.

1. Kendisiyle diyalog kuramamaktan yakındığımız insan, bazen en yakın çevremizden olabilir.


diyanet

İlgili Kelimeler:

diyanet işleri

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Din kurallarına tam bağlı olma durumu

2. Din


Lisan : Arapça diyānet

Telaffuz : diya:net

diyanet işleri
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Dinle ilgili işler


diyapazon
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Titreştirildiğinde ana seslerden birini veren, U biçiminde, küçük bir çelik araç


Lisan : Fransızca diapason

diyapozitif
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saydam


Lisan : Fransızca diapositive

diyar

İlgili Kelimeler:

diyarıgurbet, baba diyarı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ülke

Örnek:

1. Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr / Çıktım sürekli gurbete gezdim diyar diyar

1. Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr / Çıktım sürekli gurbete gezdim diyar diyar

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dünya

Örnek:

1. Arkamda başka bir diyar, sıkıntı, ızdırap ve kudret diyarı var.

1. Arkamda başka bir diyar, sıkıntı, ızdırap ve kudret diyarı var.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bazı nitelik veya değerleri taşıyanların çok bulunduğu yer, yurt


Lisan : Arapça diyār

Telaffuz : diya:rı

Diyarbakır
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Diyarbakırlı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diyarbakır ilinden olan kimse


Özel: Evet

Diyarbakırlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diyarbakırlı olma durumu


Özel: Evet

diyarıgurbet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İş, eğitim vb. sebeplerle göç edilen yabancı yer

Örnek:

1. Anası, teyzesi, ah kolay mı yavrum, diyarıgurbet, dediler durdular.

1. Anası, teyzesi, ah kolay mı yavrum, diyarıgurbet, dediler durdular.


Lisan : Arapça diyār + ġurbet

Telaffuz : diya:rıgurbet

diyastaz
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Nişastayı dekstrin ve glikoz durumuna getiren, tükürükte ve pankreasın salgısında bulunan bir enzim


Lisan : Fransızca diastase

diyastol
Anlamı:

1. isim , isim , fizyoloji , fizyoloji , isim , isim , fizyoloji , fizyoloji , Sistolden sonra kulakçıkların veya karıncıkların genişlemesi

2. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Gevşeme


Lisan : Fransızca diastole

diyatome
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Silisli sert kabukları olan ve fosilleri, kalın yer katmanları oluşturan bir algler familyası


Lisan : Fransızca diatomées

diye
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Herhangi bir yargıya vararak

2. Niteleyerek

3. Diyerek

Örnek:

1. Güneş yakmasın diye onun güzel başını/ Gördüm siper olurken iki arkadaşını

1. Güneş yakmasın diye onun güzel başını/ Gördüm siper olurken iki arkadaşını


diyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diyebilmek işi


diyebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Deme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Ne yazık ki geçtiğimiz yılda, göğsümüzü gere gere, işte zafer diyebileceğimiz pek az başarımız olmuştur.

1. Ne yazık ki geçtiğimiz yılda, göğsümüzü gere gere, işte zafer diyebileceğimiz pek az başarımız olmuştur.


diyecek yok
Anlamı:

1. `eleştirilecek bir yanı yok, söz yok` anlamında kullanılan bir söz


diyet
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İslam hukukuna göre, öldürme ve yaralamalarda suçlunun ödemek zorunda olduğu para veya mal, kan pahası, kan parası, kefaret

Örnek:

1. Kolunun diyetini ben verdim. Yoksa çolak kalacaktın.

1. Kolunun diyetini ben verdim. Yoksa çolak kalacaktın.


Lisan : Arapça diyet

diyet

İlgili Kelimeler:

diyet uzmanı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sağlığı korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni, perhiz, rejim


Lisan : Fransızca diète