divan

İlgili Kelimeler:

divan edebiyatı, divanhane, Divanhane, divanıharp, Divanıhümayun, divan kalemi, divan sazı, ayak divanı, haysiyet divanı, padişah divanı

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Divan edebiyatı şairlerinin şiirlerini topladıkları eser

3. Sedir (I)

Örnek:

1. Gerinerek kollarını yana doğru açarken başını divanın yastıkları üzerine koyuyor.

1. Gerinerek kollarını yana doğru açarken başını divanın yastıkları üzerine koyuyor.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Meclis

Örnek:

1. Çok geçmeden ortadaki masanın etrafında akşamki divan tekrar kurulmuş bulunuyordu.

1. Çok geçmeden ortadaki masanın etrafında akşamki divan tekrar kurulmuş bulunuyordu.

---

Lisan : Arapça dīvān

Telaffuz : di:va:nı

divan durmak

Anlamı:

1. el pençe divan durmak

Örnek:

1. Araba yürürken karşımda divan durur gibi el pençe duruyor.

1. Araba yürürken karşımda divan durur gibi el pençe duruyor.

---

divan edebiyatı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , XIII-XIX. yüzyıllar arasında dil, konu, işleniş bakımından Arap, Fars etkisi altında gelişmiş Türk edebiyatı

---

divan kalemi

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Sadrazam buyruklarının ve fermanlarının yazıldığı yer

---

divan sazı

Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Meydan sazı

---

divançe

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Küçük divan

---

Lisan : Arapça dīvān + Farsça -çe

Telaffuz : di:vançe

divane

İlgili Kelimeler:

deli divane

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Deli, kaçık, budala

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeye çok düşkün olan

---

Lisan : Farsça dīvāne

Telaffuz : di:va:ne

divane olmak

Anlamı:

1. deli divane olmak

---

divaneleşme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Divaneleşmek işi

---

divaneleşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Divane duruma gelmek

---

divaneleştirme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Divaneleştirmek işi

---

divaneleştirmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Divane duruma getirmek

---

divanelik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaçıklık, delilik

---

divanesi olmak

Anlamı:

1. bir şeye çok düşkün olmak

---

divaneye dönmek

Anlamı:

1. çok üzülmek

---

divanhane

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Geniş sofa

Örnek:

1. Pencereleri denize bakan şahane bir divanhane!

1. Pencereleri denize bakan şahane bir divanhane!

---

Lisan : Arapça dīvān + Farsça ḫāne

Telaffuz : di:vanha:ne

Divanhane

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , tarih , tarih , isim , isim , eskimiş , eskimiş , tarih , tarih , Kubbealtı

---

Özel: Evet

Lisan : Arapça dīvān + Farsça ḫāne

divani

İlgili Kelimeler:

divani kırması

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Divan kaleminden çıkan ferman, berat vb. belgelerde kullanılmış olan yazı

---

Lisan : Arapça dīvānī

Telaffuz : di:va:ni:

divani kırması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Divani yazının basitleştirilmiş bir türü

---

divanıharp

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerî mahkeme

Örnek:

1. Beni ordudan atmak için divanıharbe verdiler.

1. Beni ordudan atmak için divanıharbe verdiler.

---

Lisan : Arapça dīvān + ḥarb

Telaffuz : di:va:nıharp

Divanıhümayun

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Padişah divanı

---

Özel: Evet

Lisan : Arapça dīvān + Farsça humāyūn

Telaffuz : di:va:nıhüma:yun

divik

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Akkarınca

---

divit

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hokkadaki mürekkebe batırılarak yazı yazmaya yarayan ve değişik uçları olan bir kalem türü

Örnek:

1. Rahlesinin üstünde diviti, kitapları ve değnekleri dururdu.

1. Rahlesinin üstünde diviti, kitapları ve değnekleri dururdu.

---

Lisan : Arapça devāt

divitin

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yüzü havlı, pamuklu veya yünlü kumaş

---

Lisan : Fransızca duvetine

divlek

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kalın kabuklu olgun kavun

---