92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Bazı dillerde dişi cinsten sayılan (kelime), müennes
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dişiye özgü davranışta bulunmak
1. Karagöz hiç dişileşmez, daima erkektir.
1. Karagöz hiç dişileşmez, daima erkektir.
dişilik organı, erdişilik
1. isim , isim , isim , isim , Dişi cinsten olma durumu
1. Ne istediğini bilen iradeli bir kişiliği ve dişiliği vardı.
1. Ne istediğini bilen iradeli bir kişiliği ve dişiliği vardı.
2. Cinselliğin özelliklerini ön plana çıkarma ve bundan yararlanma durumu
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kadına özgü olma durumu
1. -i , -i , dil bilgisi , dil bilgisi , -i , -i , dil bilgisi , dil bilgisi , Bazı dillerde bir kelimeyi dişil duruma sokmak
1. isim , isim , isim , isim , Bazı dillerde kelimelerin dişil olma durumu, müenneslik
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Benzeşmezlik
Lisan : Fransızca dissimilation
Telaffuz : l ince okunur
1. -den başka, sayılmazsa
1. Size hiç bu mektupların dışında 'Muhterem Yusuf Ziya Beyefendi' diyen oluyor mu?
1. Size hiç bu mektupların dışında 'Muhterem Yusuf Ziya Beyefendi' diyen oluyor mu?
1. hariç tutmak
1. Biz herhangi bir teşebbüs ihtimalini ebediyen hudutlarımız dışında bırakmak istiyoruz.
1. Biz herhangi bir teşebbüs ihtimalini ebediyen hudutlarımız dışında bırakmak istiyoruz.
1. karışmamak, ilgilenmemek
1. Hiçbir şeye karışmadan olayların dışında kalmak isteyenlerin çabaları boşunaydı.
1. Hiçbir şeye karışmadan olayların dışında kalmak isteyenlerin çabaları boşunaydı.
1. yiyecek giderlerini kısarak para biriktirmek
1. Susuz Yaz adlı öykü kitabımı, oyunlarımı hep böyle dişimden tırnağımdan artırarak bastırdım.
1. Susuz Yaz adlı öykü kitabımı, oyunlarımı hep böyle dişimden tırnağımdan artırarak bastırdım.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İpe ilmik atarak hayvanın ağzına takılan gem
1. birini alt edeceğine veya dövebileceğine inanmak
1. Bunlar dişlerine kestirdikleri mahkûma iflahını kesinceye kadar gaddarca saldırırlar.
1. Bunlar dişlerine kestirdikleri mahkûma iflahını kesinceye kadar gaddarca saldırırlar.
1. ısırmak, dişlemek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , değerini anlamak için kontrol etmek
1. Kelimeyi dişimize vurmuşuz, beğenmişiz, saklamışız. Benimsemişiz.
1. Kelimeyi dişimize vurmuşuz, beğenmişiz, saklamışız. Benimsemişiz.
1. darlığa, sıkıntıya dayanmak, katlanmak
1. Hele biraz dişini sık, hepsi yoluna girer.
1. Hele biraz dişini sık, hepsi yoluna girer.
1. çok büyük güçlüklere, sıkıntılara katlanmak
1. Türk milleti İstiklal Savaşı'nda varlığını dişini tırnağına takarak göstermişti.
1. Türk milleti İstiklal Savaşı'nda varlığını dişini tırnağına takarak göstermişti.
2. bütün gücünü kullanmak