direnilebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direnilebilmek işi

direnilebilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Direnilme ihtimali veya imkânı bulunmak

direnilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direnilmek işi

direnilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Direnme işi yapılmak

direnim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direnme işi, inat, taannüt

2. hukuk , hukuk , ekonomi , ekonomi , hukuk , hukuk , ekonomi , ekonomi , Temerrüt

direniş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direnme işi

Örnek:

1. Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu.

1. Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu.

direnişçi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşı koyan, dayanan kimse

direnişçilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direnişçi olma durumu

direnleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direnlemek işi

direnlemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dirgenle yaymak

direnme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direnmek işi

direnmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek

Örnek:

1. Tek tük direnen çıktıysa da çürük yumurta gibi kısa zamanda eziliverdi.

1. Tek tük direnen çıktıysa da çürük yumurta gibi kısa zamanda eziliverdi.

direşken

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sebatlı

direşkenlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebatlılık

direşme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sebat

direşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Sebat etmek

diretebilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diretebilmek işi

diretebilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Diretme ihtimali veya imkânı bulunmak

diretiş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diretme işi

diretme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diretmek işi, inat

diretmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Direnmek, ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek

Örnek:

1. Annesi ile ablası adamın kaçırılacak bir kısmet olmadığını öne sürerek evlenmesi için diretiyorlardı.

1. Annesi ile ablası adamın kaçırılacak bir kısmet olmadığını öne sürerek evlenmesi için diretiyorlardı.

direy

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü, fauna

2. Bu hayvanların tanımını yapan eser

dirgen

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Genellikle harmanda sapları yaymaya yarayan demirden, çatallı bir tarım aracı, diren

Lisan : Rumca

dirgenleme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dirgenlemek işi

dirgenlemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dirgenle yaymak