92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak aklı başına gelmek
Telaffuz : akıllanı'vermek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karşılaşılan olayların sonuçlarından yararlanarak davranmak
2. Uslanmak
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Akla zarar
1. Okulları -akıllara şifa- ele geçirmişler, televizyona el atmışlar.
1. Okulları -akıllara şifa- ele geçirmişler, televizyona el atmışlar.
1. `insan kendi aklını başkasınınkinden üstün görür` anlamında kullanılan bir söz
akıllı başlı, akıllı uslu, adamakıllı, horoz akıllı, sivri akıllı, uslu akıllı, yarım akıllı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil
1. İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı.
1. İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı.
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz
3. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , Uyanık geçinen
1. Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.
1. Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aklı başında
1. Hiç unutmam, akıllı başlı sandığım bir tanıdığım, sırf tepkilerimi sınamak amacıyla aynı gecede on dakika içinde beni önce frijit, sonra lezbiyen, en sonunda da feminist olmakla suçlamış, tam isterikliğimde karar kılacakken uygun bir dille kapı dışarı atmıştı.
1. Hiç unutmam, akıllı başlı sandığım bir tanıdığım, sırf tepkilerimi sınamak amacıyla aynı gecede on dakika içinde beni önce frijit, sonra lezbiyen, en sonunda da feminist olmakla suçlamış, tam isterikliğimde karar kılacakken uygun bir dille kapı dışarı atmıştı.
1. `kendilerini akıllı sananlar çok kez akılsız diye tanınanlardan daha az başarı gösterir` anlamında kullanılan bir söz
1. kendini çok akıllı sanmak
1. Akıllı geçinen kadınlardan beklenebilecek tepkileri vermedi hiç.
1. Akıllı geçinen kadınlardan beklenebilecek tepkileri vermedi hiç.
1. `atak kişi tehlikeyi göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır` anlamında kullanılan bir söz
1. gerçeklere uygun davranmak
1. Mesut olmak için akıllı olmak kifayet eder; baht, talih bunlar boş şeydir!
1. Mesut olmak için akıllı olmak kifayet eder; baht, talih bunlar boş şeydir!
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Dengeli olan
1. Haşarı bir iptidai talebesinden akıllı uslu bir hafız çıkmıştı.
1. Haşarı bir iptidai talebesinden akıllı uslu bir hafız çıkmıştı.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Akıllı olarak, yaramazlık etmeyerek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Akla yakın, doğru, makul
1. Ne yaparsanız yapın, yeter ki akıllıca olsun, demiş, çıkmış işin içinden!
1. Ne yaparsanız yapın, yeter ki akıllıca olsun, demiş, çıkmış işin içinden!
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (akıllı'ca) Akla yakın, doğru bir biçimde, akıllıcasına, akilane
1. Akıllıca konuştu.
1. Akıllıca konuştu.
1. isim , isim , isim , isim , Akıllılaşmak durumu
1. Yiğitlik, delikli demirin çıkışından sonra mı hapı yuttu? Yoksa insanların akıllılaşmasıyla nasıl olsa hapı yutacaktı da, delikli demirin çıkışı bir vesile mi oldu?
1. Yiğitlik, delikli demirin çıkışından sonra mı hapı yuttu? Yoksa insanların akıllılaşmasıyla nasıl olsa hapı yutacaktı da, delikli demirin çıkışı bir vesile mi oldu?
1. yerinde ve uygun davranmak
1. İkimiz de bu odayı tutmakla çok akıllılık ettiğimize kaildik.
1. İkimiz de bu odayı tutmakla çok akıllılık ettiğimize kaildik.
2. uyanık davranmak