92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Psikiyatr
1. ne olduğunu anlayamamak, sırrını çözememek
1. Çalıştıkça da borcumuz azalacağına artıyor, işte buna bir türlü akıl erdiremiyorum.
1. Çalıştıkça da borcumuz azalacağına artıyor, işte buna bir türlü akıl erdiremiyorum.
2. kabul edememek
1. ne olduğunu anlamak, sırrını çözmek
1. Yaşadığımız müddetçe bu muammaya akıl erdirmek bizim için pek kabil değildi.
1. Yaşadığımız müddetçe bu muammaya akıl erdirmek bizim için pek kabil değildi.
1. herhangi bir önlem veya çareyi zamanında düşünmek
1. Duvar saatine bakmayı akıl ettiğinde ise zihni adamakıllı bulandı.
1. Duvar saatine bakmayı akıl ettiğinde ise zihni adamakıllı bulandı.
1. isim , isim , isim , isim , Düşünme, anlama, kavrama, karar verme, önlem alma vb. yeteneklerdeki eksiklik, ruh hastalığı
1. akla mantığa sığmamak
1. Artık bu kadarını akıl havsala alamaz.
1. Artık bu kadarını akıl havsala alamaz.
1. bir işte doğruyu, iyi olanı gösterdiğini sanmak
1. Burada akıl hocalığı taslıyorum ama ben böyle akılsızlıkları çok yapıp birkaç kere sorunla karşılaştım.
1. Burada akıl hocalığı taslıyorum ama ben böyle akılsızlıkları çok yapıp birkaç kere sorunla karşılaştım.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Birine yol gösterip akıl öğreten kimse
1. Gerçek dost ve akıl hocası odur ki, nefsini alçaltmış ve kendisine tabi kılmıştır.
1. Gerçek dost ve akıl hocası odur ki, nefsini alçaltmış ve kendisine tabi kılmıştır.
2. Herkese akıl öğretmeye meraklı kimse, akıl kethüdası
1. Biz biliriz, başkası bilmez! Dünyanın akıl hocası biziz.
1. Biz biliriz, başkası bilmez! Dünyanın akıl hocası biziz.
1. `doğruyu bulmak için aklın izleyeceği bir tek yol vardır` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Akla uygun olan, akla yatkın olan
1. akıllı bir kişinin yapacağı iş olmamak
1. Bunu sormadım, akıl kârı olmadığından soramazdım zaten.
1. Bunu sormadım, akıl kârı olmadığından soramazdım zaten.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , mecaz , mecaz , isim , isim , eskimiş , eskimiş , mecaz , mecaz , Akıl hocası
1. `bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Çokbilmiş kimse
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Çok akıllı, zeki kimse
1. birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek
1. Sana ne oluyor? Akıl öğretecek sen mi kaldın?
1. Sana ne oluyor? Akıl öğretecek sen mi kaldın?
1. `delice iş yapan zenginler bulunduğu gibi akıllıca iş yapan fakirler de vardır` anlamında kullanılan bir söz