92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Darı
Telaffuz : a'kdarı
1. -i , -i , -i , -i , Akdetme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Akdetmeye gücü yetmek
Lisan : Arapça ʿaḳd + Türkçe edebilmek
Telaffuz : a'kdedebilmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Akdetme işi yapılmak
Lisan : Arapça ʿaḳd + Türkçe edilmek
Telaffuz : a'kdedilmek
1. isim , isim , isim , isim , Mersin iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : a'kdeniz
1. isim , isim , isim , isim , Yazların sıcak ve kurak, kışların ılık ve yağışlı geçtiği iklim türü
1. isim , isim , isim , isim , Parlak ve canlı mavi
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
1. isim , isim , isim , isim , Akdetmek işi
1. Hilmi Bey'in bir âdeti de kira arabasına bindiği zaman arabacı ile şifahi bir mukavele akdetmesiydi.
1. Hilmi Bey'in bir âdeti de kira arabasına bindiği zaman arabacı ile şifahi bir mukavele akdetmesiydi.
1. -i , -i , -i , -i , Sözleşme yapmak
2. İmzalamak
1. Hükûmet tarafından Belgrat'a dostluk muahedesini akdetmek için gönderilmiştim.
1. Hükûmet tarafından Belgrat'a dostluk muahedesini akdetmek için gönderilmiştim.
Lisan : Arapça ʿaḳd + Türkçe etmek
Telaffuz : a'kdetmek
yabani akdiken
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Alıç
Telaffuz : a'kdiken
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kartalgillerden bir tür doğan, aksungur
1. Bindim bir akdoğana / Doğan yolu şaşırdı / Kafdağı'ndan aşırdı
1. Bindim bir akdoğana / Doğan yolu şaşırdı / Kafdağı'ndan aşırdı
Telaffuz : a'kdoğan
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Beyaz renkte olan dut
Telaffuz : a'kdut
1. isim , isim , isim , isim , Tütsü olarak yakılan bir ağaç sakızı türü
Telaffuz : a'kgünlük
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Hekimlikte iç sürdürücü olarak kullanılan hardal türlerinden biri (Sinapis alba)
Telaffuz : a'khardal
1. isim , isim , isim , isim , Manisa iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : a'khisar
ışık akısı, ışınım akısı
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan
1. `bir iddiadaki doğruluk ancak deney veya sınav sonucunda belli olur` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Bir iş veya durumun sonu, sonuç
1. Diğerlerinin akıbetlerini bilmiyorum.
1. Diğerlerinin akıbetlerini bilmiyorum.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sonunda, önünde sonunda
1. Kurdun oğlu akıbet kurt olur, demiş ve bu söz beş muallimin meslek ve ilim haysiyetine dokunmuştur.
1. Kurdun oğlu akıbet kurt olur, demiş ve bu söz beş muallimin meslek ve ilim haysiyetine dokunmuştur.
Lisan : Arapça ʿāḳibet
Telaffuz : a:kıbet
1. birinin içinde bulunduğu kötü duruma benzer bir duruma düşmek
1. Ben Kristof Kolomb'un akıbetine uğramak istemiyorum.
1. Ben Kristof Kolomb'un akıbetine uğramak istemiyorum.
akıcı ünsüz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Akma özelliği olan
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Kolay anlaşılabilen, okunabilen, anlamca açık (anlatım), selis
1. Çevirilerinde kullandığı güzel, akıcı dil başarıyordu bunu.
1. Çevirilerinde kullandığı güzel, akıcı dil başarıyordu bunu.
3. Kesintisiz
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ciğerlerden gelen havanın, ağız boşluğundaki yarı kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan bol sesli ünsüz (r, l, ğ, y)