92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Özgeci, özgecil
Lisan : Farsça dīger + kām
1. isim , isim , isim , isim , Kars iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : di'gor
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sayısal
1. Dijital telefon santrali.
1. Dijital telefon santrali.
2. Verileri bir ekran üzerinde elektronik olarak gösteren
3. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Verilerin bir ekran üzerinde elektronik olarak gösterilmesi
Lisan : Fransızca digital
dik açı, dik açıklık, dik âlâsı, dikbaşlı, dik biçme, dikdörtgen, dik duruşlu, dikgen, dikkafalı, dikkuyruk, dik rüzgâr, dik silindir, dik üçgen, dik yamuk, başı dik
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
2. Yatık durmayan, sert
1. Dik saç.
1. Dik saç.
3. Sert, kalın, tok (ses)
1. Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler.
1. Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler.
4. Sert (bakış)
5. Ters, aksi (söz)
6. Kaba, yersiz (davranış)
1. Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı.
1. Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı.
7. matematik , matematik , matematik , matematik , Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş
1. Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk.
1. Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk.
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu açılar eşit olduklarında, bu açıların her biri
1. Bütün dik açılar doksan derecedir.
1. Bütün dik açılar doksan derecedir.
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bir gök cisminin gök eşleğinden olan açısal uzaklığı, yükselim
1. isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , isim , isim , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Genellikle hoş karşılanmayan bir durumun aşırılığını anlatan bir söz
1. Tutucunun dik âlâsısın diye haykırmak geliyor içimden.
1. Tutucunun dik âlâsısın diye haykırmak geliyor içimden.
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Ekseni tabanına dikey olan biçme
1. çok sert bir biçimde, sert sert, öfkeli öfkeli bakmak
1. Karşı sıradaki bıyıklı adam gelmiş yanında duruyor, dik dik bakıyordu.
1. Karşı sıradaki bıyıklı adam gelmiş yanında duruyor, dik dik bakıyordu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Vücudu düzgün yapılı olan
1. Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda.
1. Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düşüncesinden, söylediğinden, yaptığından vazgeçmeyen
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin yoluna karşı esen yel
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Ekseni tabanına dikey olan silindir
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Kenarlarından ikisi birbirine dikey, bir açısı doksan derece olan üçgen
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Kenarlarından biri tabanlarına dik olan yamuk
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse), dikkafalı
2. Kurumlu (II)
1. Dikbaşlı ve sözünü esirgemeyen bir insan olduğundan yükselmemişti.
1. Dikbaşlı ve sözünü esirgemeyen bir insan olduğundan yükselmemişti.
Telaffuz : di'kbaşlı
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dik olarak, diklemesine
1. Daha dikçe dursa, çenesini daha az oynatsa, diyordu.
1. Daha dikçe dursa, çenesini daha az oynatsa, diyordu.
Telaffuz : di'kçe
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Açıları dik olan paralel kenar, mustatil
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu biçimde olan
Telaffuz : di'kdörtgen
dikdörtgensel bölge
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dikdörtgen benzeri, dikdörtgen gibi
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Dikdörtgenin sınırladığı düzlemsel bölge
1. -i , -i , -i , -i , Dikme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Bundan dolayı geceleri koğuşlardaki ufak tefek kavgaların yaralarını büyük bir ustalıkla dikebiliyor.
1. Bundan dolayı geceleri koğuşlardaki ufak tefek kavgaların yaralarını büyük bir ustalıkla dikebiliyor.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bağ çubuğu dikmek için delik açmaya yarayan demir
2. Kazık, sırık, ağaç çubuk