92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Ayakta veya dik duran bir şeyi düşürmek, yatay duruma getirmek
1. Ne ince boyunlu ilaç şişesini ne kırmızı kutuyu devirdiniz.
1. Ne ince boyunlu ilaç şişesini ne kırmızı kutuyu devirdiniz.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir yönetim organının veya başkanının yönetim gücünü zorla elinden almak
1. Başkanı devirmek.
1. Başkanı devirmek.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hepsini kısa sürede içip bitirmek
1. Birinci, ikinci ve üçüncü bardaklarını hep bu birlik konusuyla devirdiler.
1. Birinci, ikinci ve üçüncü bardaklarını hep bu birlik konusuyla devirdiler.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir yana eğmek
1. Şapkasını yana devirdi.
1. Şapkasını yana devirdi.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Belli bir yaş dönemini geride bırakmak
1. Amcam ellisini devirmiş bir kişidir.
1. Amcam ellisini devirmiş bir kişidir.
6. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Bir kitabı başından sonuna kadar okuyup bitirmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Devleşme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çok büyümek, irileşmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı bir gelişme göstermek
1. Günlük gazeteler bugünküler kadar devleşmemişti henüz.
1. Günlük gazeteler bugünküler kadar devleşmemişti henüz.
devlet adamı, devlet baba, devlet bakanı, devlet bankası, devlet başkanı, devlet dili, devlet düşkünü, devlethane, devlet kapısı, devlet kuşu, devlet nişanı, devlet sanatçısı, devlet sırrı, devlet tahvili, devletler arası, çadır devlet, derin devlet, sosyal devlet, tampon devlet
1. isim , isim , hukuk , hukuk , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , hukuk , hukuk , toplum bilimi , toplum bilimi , Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık
2. Bu tüzel varlığın yönetim organları
1. Devlet hizmetinde epeyce ileride sayılanlardan olsa gerek.
1. Devlet hizmetinde epeyce ileride sayılanlardan olsa gerek.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Büyüklük, mevki
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Mutluluk
1. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
1. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Talih
Lisan : Arapça devlet
1. `zenginlik ve talih kişiyi kendiliğinden gelip bulmaz, çalışıp çabalamakla elde edilir` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Devlet yönetiminde söz sahibi kişi
1. Devlet adamları da tiyatroyla yakından ilgilenmişlerdir.
1. Devlet adamları da tiyatroyla yakından ilgilenmişlerdir.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , `Koruyucu, kollayıcı` anlamında devleti anlatan bir söz
1. Kimsenin devlet babaya, artık yeter, teşekkür ederim, dediği yok.
1. Kimsenin devlet babaya, artık yeter, teşekkür ederim, dediği yok.
1. isim , isim , isim , isim , Bazı resmî kuruluşların yönetimini başbakan adına üstlenen hükûmet üyesi
1. isim , isim , isim , isim , Bazı ülkelerde devletten aldığı sermaye ile kurulan, yönetimde devletin atadığı kişiler bulunan, devletin izniyle para bastırıp piyasaya sürme hakkı bulunan banka
1. isim , isim , isim , isim , Yönetim şekline göre devletin en üst yöneticisi
1. isim , isim , isim , isim , Bir devletin sınırları içerisinde yönetimde, hukukta, eğitimde ve ticarette gerek sözlü gerekse yazılı iletişimde kullanılan, genellikle kanunla belirlenen dil, resmî dil
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Bolluk ve mutluluk içindeyken sonradan fakir düşmüş (kimse)
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Devletin kurum ve kuruluşları
1. Artık refahlarını devlet kapıları dışında aramaya heves ettikleri zamanlardı.
1. Artık refahlarını devlet kapıları dışında aramaya heves ettikleri zamanlardı.