92406 kayıt bulundu.
1. argo , argo , argo , argo , dalgınlığından yararlanarak birini kandırmak
1. -den , -den , -den , -den , gemi veya sandalın başını dalgaların geldiği yöne çevirmek
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Aymazlık
dalgıç böcekler, dalgıç elbisesi, dalgıç gözlüğü, dalgıç kuşları, dalgıç kuşu, dalgıç tüpü, tepeli dalgıç
1. isim , isim , isim , isim , Deniz dibine inilebilecek özel donanımla su altında çalışmayı meslek edinen kimse, balık adam, kurbağa adam
1. Başkasını seçselerdi, o kaptan, ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum.
1. Başkasını seçselerdi, o kaptan, ben de seve seve dalgıç ya da hava verici makineci olurdum.
2. argo , argo , argo , argo , Başkasına ait olan bir şeyi habersiz alma huyunda olan kimse
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sivrisinek kurtçuklarına saldırarak yok eden, durgun sularda yaşayan kın kanatlılar familyası
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Dalgıçların su altında hareketlerini engellemeden vücutlarını çeşitli etkenlerden korumak için özel olarak yapılmış elbise
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Su altında görmeyi sağlayan ve içine su girmeyecek biçimde yapılmış gözlük
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gagaları bir kılıfla örtülü, kanatları ve kuyruğu kısa, ayakları perdeli, iyi yüzen ve dalan bazı kuşları içine alan kuşlar takımı
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Dalgıç kuşlarından, Amerika ve Avrupa'nın kuzeyinde yaşayan bir hayvan (Colymbus glacialis)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kuşlar sınıfının dalgıç kuşları takımına giren bir familyası
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Dalgıçların su altında uzun süre kalmaları için solunum yapmalarını sağlayan tüp
1. isim , isim , isim , isim , Dalgıcın mesleği, balık adamlık
1. Evim rehinde olduğu için ona dalgıçlık etmek zorundayım.
1. Evim rehinde olduğu için ona dalgıçlık etmek zorundayım.
dalgın dalgın
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan
1. Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı.
1. Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı.
2. Dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Kendinden geçmiş bir durumda
1. Bir süre susuyor, sonra dalgın konuşuyor.
1. Bir süre susuyor, sonra dalgın konuşuyor.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çevresiyle ilgilenmeden, düşünceli olarak
1. Çocuklu dul kadın ağzını açmış, gözlerini süzmüş, dalgın dalgın Kenan'a bakıyordu.
1. Çocuklu dul kadın ağzını açmış, gözlerini süzmüş, dalgın dalgın Kenan'a bakıyordu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dalgın bir biçimde, dalgın olarak
Telaffuz : dalgı'nca
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dalgınlaşma ihtimali bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dalgın duruma gelmek
1. Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları.
1. Masadakiler eğlenirlerken vali dalgınlaşmıştı, pek dinlemiyordu konuşulanları.