92406 kayıt bulundu.
1. bağlaç , bağlaç , bağlaç , bağlaç , Şundan dolayı, şu sebeple, zira
1. Ben şimdi sizin fikrinizi tenkit etmeyeceğim çünkü faydasızdır.
1. Ben şimdi sizin fikrinizi tenkit etmeyeceğim çünkü faydasızdır.
Lisan : Farsça çūn + ki
Telaffuz : çü'nkü
1. isim , isim , isim , isim , Bir ülkede yönetime el koyan kimselerden oluşan kurul
Lisan : İspanyolca junta
Telaffuz : cu'nta
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Delilik
Lisan : Arapça cunūn
Telaffuz : cünu:n
1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , Dinin buyurduğu biçimde henüz yıkanmadığı için temiz sayılmayan (kimse), cenabet
Lisan : Arapça cunub
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Cünüp olma durumu, cenabet
çupra balığı
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Çipura (Cobitis)
Lisan : Rumca
Telaffuz : çu'pra
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Çipura
cura zurna
1. isim , isim , isim , isim , Mızrap ile çalınan iki veya üç teli olan halk sazı
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Bir tür küçük atmaca
3. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Ufak tefek, gelişmemiş
1. isim , isim , isim , isim , Gürültülü, karışık durum
1. Adnan yatağına uzanmış, dün geceki curcunayı düşünüyordu.
1. Adnan yatağına uzanmış, dün geceki curcunayı düşünüyordu.
2. Alaturka müzikte hızlı bir usul
1. Sonra bir curcuna havası söyledi ve üç yabancı da dâhil olduğu hâlde salondakilerin hepsini oynattı.
1. Sonra bir curcuna havası söyledi ve üç yabancı da dâhil olduğu hâlde salondakilerin hepsini oynattı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gürültülü, patırtılı, şamatalı (yer, ses, hava)
1. Çok kıvrak, oynak, çok curcunalı ahenge hafif bir fasıla verilip...
1. Çok kıvrak, oynak, çok curcunalı ahenge hafif bir fasıla verilip...
1. ortalığı karışık, gürültülü duruma sokmak
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Lapina familyasından, eti pek sevilmeyen, küçük bir deniz balığı (Crenilabrus)
2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Önemsiz, değersiz
1. Selçuk'u bu çurçur işlerden daha ciddilerine, piyes yazımına ben ittim.
1. Selçuk'u bu çurçur işlerden daha ciddilerine, piyes yazımına ben ittim.
1. isim , isim , isim , isim , Yüreklilik, ataklık, cesaret
1. Geceleri evinin bahçesinde buluşacak kadar cüreti arttırmışlar.
1. Geceleri evinin bahçesinde buluşacak kadar cüreti arttırmışlar.
2. Düşüncesizce, saygıyı aşan davranış, cesaret
Lisan : Arapça curʾet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yürekli
1. Dün geceki oyunu orijinaldi; sürekli, cesurca, cüretkâr bir şeydi.
1. Dün geceki oyunu orijinaldi; sürekli, cesurca, cüretkâr bir şeydi.
2. Saygısız
Lisan : Arapça curʾet + Farsça -kār
1. isim , isim , isim , isim , Cüretkâr olma durumu
1. Bu cüretkârlıkları yalnızca cesur oluşlarından kaynaklanmıyordu.
1. Bu cüretkârlıkları yalnızca cesur oluşlarından kaynaklanmıyordu.