cumbadak

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ses çıkararak

Örnek:

1. Cumbadak denize düştü.

1. Cumbadak denize düştü.

Telaffuz : cu'mbadak

cumbalak

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Takla

cumbalama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cumbalamak işi

cumbalamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir parçanın dar kenarındaki testere izi vb. girinti ve çıkıntıları düzeltmek

cumbalatma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cumbalatmak işi

cumbalatmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Cumbalama işini yaptırmak

cumbalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Cumbası olan (yapı)

Örnek:

1. Üsküdar'ın servileri, birbirine bakan cumbalı evleri, insana bir mistik tesir yapar.

1. Üsküdar'ın servileri, birbirine bakan cumbalı evleri, insana bir mistik tesir yapar.

cumbasız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Cumbası olmayan (yapı)

Örnek:

1. Kimi cumbalı, kimi cumbasız, küçük ahşap evler.

1. Kimi cumbalı, kimi cumbasız, küçük ahşap evler.

cumbul cumbul

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Cumbul` diye ses çıkararak

Örnek:

1. Şimdi, seyyar bir fıçı çalkantısı ile Sirkeci'deki lokantaya doğru, cumbul cumbul yürüyorum.

1. Şimdi, seyyar bir fıçı çalkantısı ile Sirkeci'deki lokantaya doğru, cumbul cumbul yürüyorum.

cumbuldama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cumbuldamak işi

cumbuldamak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir kabın içinde çalkalanıp ses çıkarmak

cumbuldatma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cumbuldatmak işi

cumbuldatmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir sıvıyı kabın içinde çalkalamak

cümbür cemaat

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Toplu olarak, hepsi birden, cumhur cemaat

cumburdama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cumburdamak durumu

cumburdamak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , `Cumburtu` sesi çıkarmak

cumburlop

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağır bir cismin suya düştüğü zaman çıkardığı ses

cumburlopu çekmek

Anlamı:

1. pat diye düşmek

cumburtu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suya düşen ağır bir cismin veya çalkalanan suyun çıkardığı sesin adı

cümbüş

İlgili Kelimeler:

renk cümbüşü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğlence

Örnek:

1. Onlara çok zaman kedi, köpek, horoz, tavuk taklidi yapar, dükkânın önünde bir alay adam toplanır, bir cümbüştür giderdi.

1. Onlara çok zaman kedi, köpek, horoz, tavuk taklidi yapar, dükkânın önünde bir alay adam toplanır, bir cümbüştür giderdi.

2. Canlılık, coşku

Örnek:

1. Yavaş yavaş fırçalardan, boyalardan, renklerin cümbüşlerinden başka her şey çevresinden siliniyordu.

1. Yavaş yavaş fırçalardan, boyalardan, renklerin cümbüşlerinden başka her şey çevresinden siliniyordu.

3. müzik , müzik , müzik , müzik , Maden gövdeli, tambura benzer bir saz

Lisan : Farsça cunbiş

cümbüş yapmak

Anlamı:

1. toplu olarak eğlenmek

Örnek:

1. Bir ziyafette cümbüş yapanları teker teker tokatlamış.

1. Bir ziyafette cümbüş yapanları teker teker tokatlamış.

cümbüşçü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cümbüş çalan veya satan kimse

cümbüşçülük

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cümbüşçünün yaptığı iş

cümbüşlü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eğlenceli, hareketli

Örnek:

1. Aydın vilayeti halkının bu en neşeli, en cümbüşlü bayramıydı.

1. Aydın vilayeti halkının bu en neşeli, en cümbüşlü bayramıydı.

cumhur

İlgili Kelimeler:

cumhurbaşkanı, cumhur cemaat, cumhur reisi, reisicumhur

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Halk

2. Topluluk

Örnek:

1. Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi.

1. Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi.

Lisan : Arapça cumhūr

Telaffuz : cumhu:ru