92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aniden çullanmak
1. Namussuzun üstüne çullanıvermişler. Bir, iki derken makinesini paralamışlar, kendisini de sanırsam.
1. Namussuzun üstüne çullanıvermişler. Bir, iki derken makinesini paralamışlar, kendisini de sanırsam.
Telaffuz : çullanı'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Çullanmak işi
1. Onları mı benim üzerime saldırmaya, beni mi onlara çullanmaya davet ediyordunuz?
1. Onları mı benim üzerime saldırmaya, beni mi onlara çullanmaya davet ediyordunuz?
1. -e , -e , -e , -e , Alta almak için birinin üzerine abanmak
1. Hepsi yeni gelenin üstüne çullanarak zavallıyı dövüyorlardı.
1. Hepsi yeni gelenin üstüne çullanarak zavallıyı dövüyorlardı.
2. Birine beklemediği bir anda saldırmak
3. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Birini bezdirecek, bıktıracak kadar üzerine gitmek
1. Kız bu şakaya darılır gibi oldu lakin Paşa bunu görünce daha ziyade çullandı.
1. Kız bu şakaya darılır gibi oldu lakin Paşa bunu görünce daha ziyade çullandı.
çapaçulluk, bataklık çulluğu, deniz çulluğu, kervan çulluğu, su çulluğu
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Çullukgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'da yaşayan, tüyleri kahverengi ve kül rengi, göçebe, eti için avlanan, uzun gagalı, göçmen bir kuş, bekas (Scolopax rusticola)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yağmur kuşlarının örnek hayvanı çulluk ve batak çulluğu olan alt familyası
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Çoban Yıldızı
Özel: Evet
çulsuz çuvalsız
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çulu olmayan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Varlıksız, parasız
1. Çok zengin adam diyorlar, onun için. Senin gibi bir çulsuza borçlu kalmak ister mi?
1. Çok zengin adam diyorlar, onun için. Senin gibi bir çulsuza borçlu kalmak ister mi?
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Züğürt, işi ve parası olmayan
1. isim , isim , isim , isim , Eyerin veya palanın üzerine örtülen kilim, halı vb. örtü
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Giysi ve mal değeri bilmeyen, derbeder, serseri, avare (kimse)
Telaffuz : çu'ltutmaz
1. giyimi kuşamı yenilemek
1. Muharrem, çulu epey düzmüş vaziyetteydi.
1. Muharrem, çulu epey düzmüş vaziyetteydi.
2. maddi durumu iyileşmek
1. Aranızdan ayrılalı bir ay var mı? Belki yok bile. Çulu derhâl düzelttim.
1. Aranızdan ayrılalı bir ay var mı? Belki yok bile. Çulu derhâl düzelttim.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hükümdarlık tahtına çıkma, tahta oturma
Lisan : Arapça culūs
Telaffuz : cülu:su, l ince okunur
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hükümdarların cülus törenlerinde dağıttığı bahşiş
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Şairlerin tahta çıkan padişah için yazdığı şiir
1. Tevfik Fikret, Abdülhamit için bir cülusiye yazmışmış.
1. Tevfik Fikret, Abdülhamit için bir cülusiye yazmışmış.
Lisan : Arapça culūsiyye
Telaffuz : culu:siye, l ince okunur
cuma gecesi, cuma namazı
1. isim , isim , isim , isim , Perşembe ile cumartesi arasındaki gün
2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Cuma namazı
Lisan : Arapça cumʿa
Telaffuz : cuma:
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Dinî açıdan ayrı bir önemi olan, perşembeyi cumaya bağlayan gece
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Cuma günü öğle vaktinde cemaatle kılınan namaz, cuma
1. Orada, vadinin ortasında cuma namazını kıldılar.
1. Orada, vadinin ortasında cuma namazını kıldılar.
1. isim , isim , isim , isim , Cuma ile pazar arasındaki gün
Lisan : Arapça cumʿa + Türkçe ertesi
Telaffuz : cuma'rtesi
1. isim , isim , isim , isim , Düzce iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : cuma'yeri
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Yapıların üst katlarında, ana duvarların dışına, sokağa doğru çıkıntı yapmış balkon
1. Yola uzanan cumbaların altındaki destekler büyükannelerimizin sarkık gerdanlarına benzerdi.
1. Yola uzanan cumbaların altındaki destekler büyükannelerimizin sarkık gerdanlarına benzerdi.
2. Eski evlerde pencere hizasından sokağa doğru çıkıntısı olan kafesli bölüm
1. Nihayet dün gece komşu kadın cumbadan seslendi.
1. Nihayet dün gece komşu kadın cumbadan seslendi.
Telaffuz : cu'mba