92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirlerine ters düşmek, tutarsız olmak, mütenakız olmak
çelişmezlik ilkesi
1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Çelişmeme durumu
1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Çelişik önermeleri özünde bulundurmayan ve yasaklayan kuram
1. isim , isim , isim , isim , Ölüm cezasına çarptırılanları öldürmekle görevli olan kimse
1. İçlerinden biri atından inerek celladın burnuna kapı gibi bir fermanı dayadı.
1. İçlerinden biri atından inerek celladın burnuna kapı gibi bir fermanı dayadı.
2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Acımasız, katı yürekli, kolaylıkla suç işleyen, zalim
Lisan : Arapça cellād
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Cellat olma durumu
2. Celladın görevi
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Katı yüreklilik, zalimlik
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Viyolonsel
Lisan : İtalyanca cello
Telaffuz : çe'llo, l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Çelmek işi
2. Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma
1. Bir itişme, bir kakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu.
1. Bir itişme, bir kakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu.
3. Arkadan hafifçe bağlanan başörtüsü
1. birini çelme ile yıkmaya çalışmak
1. Ders aralarında ittikleri, çelme taktıkları da olurdu.
1. Ders aralarında ittikleri, çelme taktıkları da olurdu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir işi veya bir kimseyi baltalamak, gelişmesini engellemek
1. Bana kanun ve hukuk yolundan çelme atılabilir mi?
1. Bana kanun ve hukuk yolundan çelme atılabilir mi?
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aklı karıştıracak biçimde
1. Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler
1. Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler
Telaffuz : çe'lmece
1. -i , -i , -i , -i , Ayak uzatarak birisini düşürmek
2. Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek
1. En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın, bacak arasından en olmayacak golleri yerdi.
1. En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın, bacak arasından en olmayacak golleri yerdi.
3. Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak
4. Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak
5. spor , spor , spor , spor , Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak
1. Gönlümü çelen bir söz söyle.
1. Gönlümü çelen bir söz söyle.
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek
1. Bu sözünüz deminkini çeliyor.
1. Bu sözünüz deminkini çeliyor.
1. -i , -i , -i , -i , Çelme takmak
1. Hademelerden biri odaya lamba getirirken Mebrure bahçeye fırladı, birbirini çelmeleyen adımlarla, istediği hâlde koşmaya muvaffak olamayarak sokağa yürüdü.
1. Hademelerden biri odaya lamba getirirken Mebrure bahçeye fırladı, birbirini çelmeleyen adımlarla, istediği hâlde koşmaya muvaffak olamayarak sokağa yürüdü.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir iş veya kimseyi engellemek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir işi baltalamak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çelme takılmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir iş veya kimse engellenmek, baltalanmak
1. Gene kötüler ve kötülükler vardı, gene iyi, seven ve sevilen çelmeleniyordu, engelleniyordu.
1. Gene kötüler ve kötülükler vardı, gene iyi, seven ve sevilen çelmeleniyordu, engelleniyordu.
1. -i , -i , -i , -i , Çelmeleme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Çelmelemeye gücü yetmek
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Buğday ve başakla karışık iri saman
celbetmek, celp kâğıdı, celpname
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerlik görevini yapmaya çağırma
1. Bu celpte yüz er geldi.
1. Bu celpte yüz er geldi.
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Çağrı belgesi
1. Mahkeme celbinin gelmesi gecikti.
1. Mahkeme celbinin gelmesi gecikti.
3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Getirtme, kendi üzerine çekme
Lisan : Arapça celb