Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
buz kesmek
Anlamı:

1. çok üşümek

Örnek:

1. Beton döşeme bir türlü ısınmak bilmiyordu. Ve akşamlardan sabahlara kadar ayakları, baldırları buz kesiyordu.

1. Beton döşeme bir türlü ısınmak bilmiyordu. Ve akşamlardan sabahlara kadar ayakları, baldırları buz kesiyordu.


buz pateni
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Buzla kaplı zemin üzerinde yapılan buz sporlarında kullanılan, altı çelik bıçaklı, özel ayakkabı

2. Bu ayakkabı ile yapılan kayma sporu, patinaj


buz serabı
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Buz ışığı


buz sisi
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , denizcilik , denizcilik , gök bilimi , gök bilimi , Buzlu duman


buz torbası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tedavi amacıyla kullanılan ve içinde buz parçaları bulunan plastik torba


buz tutmak
Anlamı:

1. sıvının üstünde buz oluşmak, buzla kaplanmak


buz üstüne yazı yazmak
Anlamı:

1. süresi, etkisi çok az olacak bir iş yapmak

2. bir kimseye etki yapmayan sözler söylemek


buz yalağı
Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Yüksek dağlarda kalıcı kar ve buzulun birlikte oluşturduğu, arkası ve yanları dik, önü açık, çember biçimli çukurluk, yalak


buzağı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu

Örnek:

1. Her tarafta buzağılar, köpekler ve tavuklar dolaşıyor.

1. Her tarafta buzağılar, köpekler ve tavuklar dolaşıyor.


buzağılama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Buzağılamak işi


buzağılamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sığır yavrulamak

Örnek:

1. İnek buzağıladı.

1. İnek buzağıladı.


buzağılaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Buzağılaşmak işi


buzağılaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Buzağı durumuna gelmek


buzağılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Buzağısı olan

Örnek:

1. Geceki baskında buzağılı bir ineği ile birlikte ahırı yanmıştı.

1. Geceki baskında buzağılı bir ineği ile birlikte ahırı yanmıştı.


buzağısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Buzağısı olmayan


buzçözer
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Buzu çözen, donmayı önleyen alet


Telaffuz : bu'zçözer

buzcu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Buz satan kimse


buzculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Buzcunun yaptığı iş


buzdolabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yiyecek, içecek vb.ni soğuk olarak saklamaya yarayan, motorla çalışan dolap, soğutucu, frijider

Örnek:

1. Turgut buzdolabından biraları çıkardı.

1. Turgut buzdolabından biraları çıkardı.


Telaffuz : bu'zdolabı

buzdolabı gibi
Anlamı:

1. çok soğuk bir etki uyandıran (kimse)


buzdolabına kaldırmak
Anlamı:

1. bir konuda anlaşmaya varılamadığı için onu bir süre gündem dışında bırakmak


büzdürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büzdürmek işi


büzdürmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Büzmek

Örnek:

1. Giysisinin belini büzdürüp vücuduna uydurdu.

1. Giysisinin belini büzdürüp vücuduna uydurdu.

2. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Büzme işini birine yaptırmak


büzdürülme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büzdürülmek işi


büzdürülmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Büzülmesi sağlanmak