92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bir devletin başka bir devletteki en üst düzey temsilcisi, sefirikebir
Telaffuz : büyü'kelçi
1. isim , isim , isim , isim , Büyükelçi olma durumu
2. Büyükelçinin yaptığı iş
3. Büyükelçi ve elçilikte çalışanların içinde bulunduğu bina
1. her yaş ve durumdaki kişilere karşı dostça, arkadaşça davranmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Büyüklenme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Büyüklenmek işi, kibir, kurum(III), heyheylenme
1. Başta delikanlılar, çoğunun oturuşunda bir büyüklenme var.
1. Başta delikanlılar, çoğunun oturuşunda bir büyüklenme var.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kendini büyük göstermek, büyüklük taslamak, kibirlenmek, heyheylenmek
1. saygı ve sevgi göstermek
1. Buralara kadar zahmet ettiniz, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.
1. Buralara kadar zahmet ettiniz, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.
büyüklük hastalığı, ağzı büyüklük, burnu büyüklük, negatif büyüklük, sonlu büyüklük
1. isim , isim , isim , isim , Büyük olma durumu
1. Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır.
1. Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır.
2. Ululuk
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış
4. Depremde oluşan enerjinin düzeyini belirten ölçü
1. gönül ululuğu göstermek
1. İnsan yaptığı işler ve bıraktığı eserlerle büyüklüğünü gösterir.
1. İnsan yaptığı işler ve bıraktığı eserlerle büyüklüğünü gösterir.
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kendini olduğundan daha büyük ve önemli görme, gösterme hastalığı, megalomani
1. gururlanıp üstünlük taslamak
1. Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi.
1. Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi.
1. `karşı taraf kıymet bilmese de sen yine affet` anlamında kullanılan bir söz
1. kendini üstün görmeye çalışmak, böbürlenmek
1. Düne kadar kibir onların, büyüklük taslamak onların.
1. Düne kadar kibir onların, büyüklük taslamak onların.
1. isim , isim , isim , isim , Bursa iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : büyü'korhan
1. isim , isim , isim , isim , Büyükbaba, dede
1. Bu kitap büyükpederin matbaasında diziliyordu.
1. Bu kitap büyükpederin matbaasında diziliyordu.
Telaffuz : büyü'kpeder
1. isim , isim , isim , isim , Merkezî idarenin vali yönetimindeki şehirlerinden nüfus ve ticaret bakımından belli bir büyüklükte olanı, megakent, megapol
1. Gişeden biletlerimizi alarak büyükşehrin bahçesini geziyoruz.
1. Gişeden biletlerimizi alarak büyükşehrin bahçesini geziyoruz.
Telaffuz : büyü'kşehir
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Büyüğü andıran, büyüğe benzeyen, büyük gibi
1. Haspanın gülümseyişi bile büyüksü.
1. Haspanın gülümseyişi bile büyüksü.
1. mirasın kardeşler arasında önce büyüğe, o öldüğünde kalanların en büyüğüne geçmesi kuralı
1. -i , -i , -i , -i , Büyü ile etki altına almak, efsunlamak, afsunlamak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çekiciliği ile etkisi altına almak, birini kendine bağlamak, teshir etmek
1. Bu genç kadında kendisini büyüleyen şeyin ne olduğunu bulmaya uğraşıyor.
1. Bu genç kadında kendisini büyüleyen şeyin ne olduğunu bulmaya uğraşıyor.