92406 kayıt bulundu.
ağır ağır, ağır aksak, ağır araç, ağırayak, ağırbaşlı, ağırcanlı, ağır ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır çekim, ağırelli, ağır ezgi, ağır hapis cezası, ağır hasta, ağır hava, ağır hidrojen, ağır iş, ağırkanlı, ağır kayıp, ağır kusur, ağır küre, ağır makineli, ağır para cezası, ağır sanayi, ağır sıklet, ağır söz, ağır su, ağır top, ağır uyku, ağır vasıta, ağır yağ, ağır yara, eli ağır, eline ağır, uykusu ağır, yarı ağır sıklet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tartıda çok çeken, hafif karşıtı
1. Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır.
1. Kurşun, ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır.
2. Çapı, boyutu büyük
1. Ağır top.
1. Ağır top.
3. Yavaş
1. Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor.
1. Adam ağır adımlarla gelip masanın başına geçiyor.
4. Yoğun
1. Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı.
1. Evin sofasına girer girmez kendisini ağır bir duman karşıladı.
5. Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak)
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değeri çok olan, gösterişli
1. Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi.
1. Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan'ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi.
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çetin, güç
1. Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu.
1. Denizcilik tarihinin en ağır sorumluluklarından birini üzerine alıyordu.
8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ciddi
9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkıntı veren, bunaltan
10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı
1. Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum.
1. Kızmıştım, Keziban'a söylenecek şöyle ağır bir söz arıyordum.
11. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ağırbaşlı, ciddi
1. Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı.
1. Bu, on dokuz yaşında ufak tefek bir kızdı fakat otuz yaşındaki bir insandan daha ağırdı.
12. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Keskin, boğucu (koku)
1. Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır.
1. Bu koku, en hafif rüzgârla burnu kuvvetli bir adama uzaktan kendini hissettirecek kadar ağırdır.
13. Kısık, alçak
1. Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi.
1. Ağaya pek duyurmak istemeyen ağır bir sesle kulağıma eğildi.
14. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Davranışları yavaş olan
15. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sindirimi güç (yiyecek)
1. Ağır bir yemek.
1. Ağır bir yemek.
16. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Ağır sıklet
1. Yıllarca ağırda güreşti.
1. Yıllarca ağırda güreşti.
17. zarf , zarf , zarf , zarf , Yavaş bir biçimde
1. Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu.
1. Cüneyt Bey sözlerini tartıyormuş gibi ağır söylüyordu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yavaş yavaş
1. Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.
1. Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.
2. Dikkatli ve özenli bir biçimde
1. Ağır ağır ve tane tane konuşuyorlar.
1. Ağır ağır ve tane tane konuşuyorlar.
3. Dolu dolu
1. Ağır ağır bir kilo gelir.
1. Ağır ağır bir kilo gelir.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yavaş
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kesintili, düzensiz
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Yavaş ve düzensiz bir biçimde
1. Gözlerini yumdu ve kendini ağır aksak seyreden bir rüyanın içinde buldu.
1. Gözlerini yumdu ve kendini ağır aksak seyreden bir rüyanın içinde buldu.
4. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir usul
1. `ağırbaşlı olan, herkesten saygı görür, ağırbaşlı olmayana ise kimse değer vermez` anlamında kullanılan bir söz
1. taşıdığı özellikler üstün gelmek
1. Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu.
1. Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu.
2. bir işte gücü ve etkisi üstün gelmek
1. Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu.
1. Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu.
Ön Takı : (bir şey bir şeyi)
1. isim , isim , isim , isim , Film gösteriminde hız düşürerek yapılan iş
2. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Yavaş bir biçimde
1. Usta ağır çekim geldi.
1. Usta ağır çekim geldi.
ağır ceza mahkemesi
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Beş yıldan yukarı olan hapis cezaları
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , İllerde ve bazı ilçelerde kurula, bir başkan ve iki üyeden oluşan, asliye ceza mahkemelerinin bir dalı olan mahkeme
1. ciddi, ağırbaşlı, oturaklı, soğukkanlı hareket etmek
1. Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz, ağır dururlar.
1. Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz, ağır dururlar.
1. sıfat , sıfat , alay yollu , alay yollu , sıfat , sıfat , alay yollu , alay yollu , Çok ağır, yavaş yavaş
1. Yaşlıca bir hanım, ağır ezgi, fıstıki makam bir yürüyüşle bulunduğumuz yerin hizasına geldi.
1. Yaşlıca bir hanım, ağır ezgi, fıstıki makam bir yürüyüşle bulunduğumuz yerin hizasına geldi.
1. gücüne gitmek, onuruna dokunmak
1. Bu vazife bana çok ağır geliyor.
1. Bu vazife bana çok ağır geliyor.
2. yapılması güç gelmek
1. `bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yirmi yıl veya ömür boyu hapis cezası
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İyileşmesi güç olan hastalığa yakalanmış kimse
1. Bir arkadaşım kalbinden ağır hastaydı.
1. Bir arkadaşım kalbinden ağır hastaydı.
1. isim , isim , isim , isim , İyileşmesi güç olan hastalık
1. Niyazi zayıftı, çocukluğunda ağır hastalıklar geçirmişti.
1. Niyazi zayıftı, çocukluğunda ağır hastalıklar geçirmişti.
1. isim , isim , isim , isim , Kirlilik veya rutubet oranı yüksek olan hava
2. müzik , müzik , müzik , müzik , Düşük ve yavaş tempoda çalınan ezgi veya oynanan oyun
1. gücendirici olmak, uygun düşmemek
1. Bu şaka biraz ağır kaçtı.
1. Bu şaka biraz ağır kaçtı.
2. beklenenden fazla olmak
1. Hakem tarafından verilen kırmızı kart ağır kaçtı.
1. Hakem tarafından verilen kırmızı kart ağır kaçtı.