92406 kayıt bulundu.
dallı budaklı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Budağı olan
1. Başmubassır, budaklı kızılcık dalına meraklı idi.
1. Başmubassır, budaklı kızılcık dalına meraklı idi.
ayran budalası, kibarlık budalası
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zekâca geri olan (kimse), alık
1. Biz ondan yaşlı üç akıllı bu budalaya inandık.
1. Biz ondan yaşlı üç akıllı bu budalaya inandık.
2. Ahmak, bön
1. Kendisi için bu budalaların arasında bir dakika geçirmek artık bir asır kaybetmeye müsaviydi.
1. Kendisi için bu budalaların arasında bir dakika geçirmek artık bir asır kaybetmeye müsaviydi.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeye aşırı düşkün
1. Kibarlık budalası.
1. Kibarlık budalası.
Lisan : Arapça budalā
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Budalaya yakışan
1. Ağız söz söyler, en budalaca bir düşünceyi ortaya atar.
1. Ağız söz söyler, en budalaca bir düşünceyi ortaya atar.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , (budala'ca) Budalaya yakışır bir biçimde, budalacasına
1. Budalaca gülen kızlara kızıyorum.
1. Budalaca gülen kızlara kızıyorum.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Budalaca
1. Başkalarının başarısına, şansına benim kadar canıgönülden, benim kadar budalacasına sevinen başka birini kolay kolay gösteremeyeceklerdir.
1. Başkalarının başarısına, şansına benim kadar canıgönülden, benim kadar budalacasına sevinen başka birini kolay kolay gösteremeyeceklerdir.
Telaffuz : budala'casına
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Budala duruma gelmek, budala gibi davranmak
1. isim , isim , isim , isim , Budala olma durumu
1. Çok zeki olduğundan budalalığı bağışlamaz, alaya alır, bazen bir kişinin veya bir olayın gülünç yanlarını abartır.
1. Çok zeki olduğundan budalalığı bağışlamaz, alaya alır, bazen bir kişinin veya bir olayın gülünç yanlarını abartır.
2. Akılsızlık
1. isim , isim , isim , isim , Budamak işi
1. Ham ağaçları evcile çeviririm, aşı yapmayı bilirim, budamayı bilirim.
1. Ham ağaçları evcile çeviririm, aşı yapmayı bilirim, budamayı bilirim.
1. -i , -i , -i , -i , Daha çok ürün almak veya düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma vb.nin dallarını kesmek, kısaltmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyi eksiltmek, azaltmak
1. Aylıkları budamak.
1. Aylıkları budamak.
3. Yeni filiz sürmesi için bir bitkinin dallarını kesmek
4. spor , spor , spor , spor , Güreşte rakibinin ayaklarını bir ayak oyunu veya vuruşu ile yerden kesmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Budanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Budatma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Budatmaya gücü yetmek