92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kısılmış (ses)
1. Zeyno'nun birdenbire boğazından boğuk bir ses çıktı.
1. Zeyno'nun birdenbire boğazından boğuk bir ses çıktı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boğuklaşma ihtimali bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ses boğuk duruma gelmek, kısıklaşmak
1. Kapının önündeki sesler, sövüşmeler boğuklaştı.
1. Kapının önündeki sesler, sövüşmeler boğuklaştı.
1. Boğuk olma durumu
1. Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum.
1. Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Boğulacakmış gibi, boğuk bir biçimde
1. Koridorun karanlığında boğula boğula ağlıyor, yerlere kapanarak Nadide Hanım'ın dizlerini öpüyordu.
1. Koridorun karanlığında boğula boğula ağlıyor, yerlere kapanarak Nadide Hanım'ın dizlerini öpüyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boğma işine konu olmak
2. Havasızlıktan ölmek
1. Denize düşmeden boğulacağız diye haykırıyordu.
1. Denize düşmeden boğulacağız diye haykırıyordu.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bunalmak
1. Bu misalleri görüp de Boğaziçi tepelerinin apartman yığınları ile boğulduklarına yanmaz mısınız?
1. Bu misalleri görüp de Boğaziçi tepelerinin apartman yığınları ile boğulduklarına yanmaz mısınız?
4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kumarda hileli oyun sonunda her şeyini yitirmek
1. Kumarbaz tabirince boğulmak demek, hile ile soyulup soğana çevrilmek demektir.
1. Kumarbaz tabirince boğulmak demek, hile ile soyulup soğana çevrilmek demektir.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak veya ansızın boğulmak
Telaffuz : boğulu'vermek
boğum boğum
1. isim , isim , isim , isim , Boğulmuş, sıkılmış yer
2. Parmak, kamış, saz vb. bitkilerin şişkince bölümü
1. Sağ elinin şehadet parmağının ilk boğumuyla tetiği çekti.
1. Sağ elinin şehadet parmağının ilk boğumuyla tetiği çekti.
3. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , İnce damarların veya sinirlerin yumak gibi toplandığı yer
1. Lenf boğumları. Sinir boğumları.
1. Lenf boğumları. Sinir boğumları.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok boğumlu
1. Sanki Çakır'ın boğum boğum bileğini muayeneye alan genç adam bu değildi.
1. Sanki Çakır'ın boğum boğum bileğini muayeneye alan genç adam bu değildi.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Boğumlanma ihtimali bulunmak
boğumlanma bölgesi, boğumlanma noktası
1. isim , isim , isim , isim , Boğumlanmak işi
2. dil bilimi , dil bilimi , dil bilimi , dil bilimi , Ciğerlerden gelen havanın, ağız ve burundaki çeşitli nokta ve bölgelerde engellemeye uğrayarak ses olarak çıkması, telaffuz, artikülasyon
1. isim , isim , isim , isim , Ağız boşluğunda seslerin oluştuğu çeşitli bölgelerden her biri