92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bisikletçinin yaptığı iş, çifttekercilik
2. Bisiklet satma, onarma işi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bisikleti olan
1. Kadın, erkek, çoluk çocuk, atlı, arabalı hatta bisikletli bir sürü!
1. Kadın, erkek, çoluk çocuk, atlı, arabalı hatta bisikletli bir sürü!
1. isim , isim , isim , isim , Un, süt, şeker veya tuzla yapılan ince, gevrek bir tür kuru pasta
1. Besim, gidenlere ikram edilen çaydan kalma bisküvileri atıştırmakla meşguldü.
1. Besim, gidenlere ikram edilen çaydan kalma bisküvileri atıştırmakla meşguldü.
Lisan : Fransızca biscuit
1. isim , isim , isim , isim , Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : bi'smil
1. isim , isim , isim , isim , Besmele
1. Omzumda kalmıştı el sıcaklığıyla / Anamın okşarken söylediği bir bismillah
1. Omzumda kalmıştı el sıcaklığıyla / Anamın okşarken söylediği bir bismillah
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , (bi'smillah) Şaşkınlık anında söylenen bir söz
Lisan : Arapça bismillah
Telaffuz : bismilla:hı, l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , İçki içilen kahve
2. Müzik eşliğinde içki içilen, yemek yenilen bir tür lokanta
1. Nicedir arabesk kasetleriyle modern danslar edilen bistrolarımızı düşündükçe gelip gelip vuruyor bu soru.
1. Nicedir arabesk kasetleriyle modern danslar edilen bistrolarımızı düşündükçe gelip gelip vuruyor bu soru.
Lisan : Fransızca bistro, bistrot
Telaffuz : bi'stro
1. isim , isim , isim , isim , Neşter
1. İkisi de yere düşen bisturinin çıkardığı sesi duydular.
1. İkisi de yere düşen bisturinin çıkardığı sesi duydular.
Lisan : Fransızca bistouri
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Hidrojenli sülfatlar
Lisan : Fransızca bisulfate
Telaffuz : bi'sülfat
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Molekülünde iki kükürt atomu bulunduran birleşik
Lisan : Fransızca bisulfure
Telaffuz : bi'sülfür
bit otu, bitpazarı, bityeniği, bit yeniği, kabuklu bit, ağaç biti, arı biti, asma biti, buğday biti, çiçek biti, ekin biti, fındık biti, fidan biti, kasık biti, su biti, tahta biti, tavuk biti, yaprak biti
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yarım kanatlılar alt takımına giren, insan ve memeli hayvanların vücudunda asalak olarak yaşayan böcek, kehle (Pediculus)
1. Baş biti. Vücut biti.
1. Baş biti. Vücut biti.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sıracagillerden, birçok çeşidi bulunan ve kuzey yarım kürede yetişen bir bitki
2. Bitlere karşı kullanılan bir madde
1. isim , isim , isim , isim , Bitin ağaç, bitki vb.nin üzerinde oluşturduğu delik veya iz
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yorgun
1. Ben yorgunluktan bitap uyumuş kalmıştım.
1. Ben yorgunluktan bitap uyumuş kalmıştım.
Lisan : Farsça bītāb
Telaffuz : bi:tap
1. çok yorulmak, yorgun düşmek
1. Sabaha doğru bitap düştü, onun kucağında uyuyakaldı.
1. Sabaha doğru bitap düştü, onun kucağında uyuyakaldı.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Yansız
1. Ben bitaraf değil bir tarafım diyordu.
1. Ben bitaraf değil bir tarafım diyordu.
Lisan : Farsça bī + Arapça ṭaraf
Telaffuz : bi:taraf
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bitme ihtimali veya imkânı bulunmak