92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Kumarhane
Lisan : Türkçe bitirim + Farsça ḫāne
Telaffuz : bitirimha:ne
1. isim , isim , isim , isim , Et üretimi için beslenen hayvanlara belirli bir devreden itibaren besi sonuna kadar yedirilen ve enerji değeri daha yüksek olan karma yem
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak bitirmek
1. Eski ılımlı sesiyle hikâyesini bitiriverdi.
1. Eski ılımlı sesiyle hikâyesini bitiriverdi.
Telaffuz : bitiri'vermek
bitirme fiili, bitirme tezi
1. isim , isim , isim , isim , Bitirmek işi
1. Öğrenimini bitirmeye bir yıl kala Türkiye'deki büyük fabrika sahiplerinden çağrılar alıyormuş.
1. Öğrenimini bitirmeye bir yıl kala Türkiye'deki büyük fabrika sahiplerinden çağrılar alıyormuş.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir fiile -miş sıfat-fiil ekiyle olmak yardımcı fiili getirilerek oluşturulan ve fiilin, yardımcı fiilin işaret ettiği zamandan önce olup bittiğini anlatan birleşik fiil
1. İstemiş oldu. Görmüş olacak gibi.
1. İstemiş oldu. Görmüş olacak gibi.
1. -i , -i , -i , -i , Bitmesini sağlamak, sona erdirmek, tüketmek, tamamlamak, sonuçlandırmak
1. Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım.
1. Bu işi sonuna kadar bitirmek lazım.
2. Güçsüz düşürmek, bitkin duruma getirmek, yormak
1. Onu en çok bitiren Filistin, Irak cepheleri oldu.
1. Onu en çok bitiren Filistin, Irak cepheleri oldu.
3. Onulmaz duruma getirmek, mahvetmek
1. Yetişir koştuğum aşkın peşi sıra / Bitirdi beni bu içki, bu kumar
1. Yetişir koştuğum aşkın peşi sıra / Bitirdi beni bu içki, bu kumar
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Bir bilim dalında veya başka bir alanda bilginin doruğuna ulaşmış (kimse)
2. argo , argo , argo , argo , Bilgili, açıkgöz
1. isim , isim , isim , isim , Bitme işi
1. Romanlarda olduğu gibi bir başlangıç, bir bitiş arzu ediyordu.
1. Romanlarda olduğu gibi bir başlangıç, bir bitiş arzu ediyordu.
2. müzik , müzik , müzik , müzik , Bir müzik parçasının son bölümü, final
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bitişme ihtimali veya imkânı bulunmak
bitişik çanak yapraklılar, bitişik kelime, bitişik taç yapraklılar
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yan yana olan
1. Mutfaktan bir yuvarlak gümüş tepsi içinde cezveyi, fincanları, bitişik şeker ve kahve hokkasını ve bunların ortasında ispirtoluğu getirdi.
1. Mutfaktan bir yuvarlak gümüş tepsi içinde cezveyi, fincanları, bitişik şeker ve kahve hokkasını ve bunların ortasında ispirtoluğu getirdi.
2. Yandaki
1. Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı.
1. Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı.
3. isim , isim , isim , isim , Yan
1. Çoğunlukla oyun yerinin bitişiğinde bir çadır veya perdeyle kapatılabilecek bir yer yapılır, oyuncular burada hazırlanırlar.
1. Çoğunlukla oyun yerinin bitişiğinde bir çadır veya perdeyle kapatılabilecek bir yer yapılır, oyuncular burada hazırlanırlar.
4. isim , isim , isim , isim , Yandaki ev, bina vb
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çanak yaprakları birbirine bitişmiş bulunan bitkiler
1.
isim ,
isim ,
dil bilgisi ,
dil bilgisi ,
isim ,
isim ,
dil bilgisi ,
dil bilgisi ,
Ses düşmesi, ses türemesi, üzerindeki ekin görevini kaybetmesi veya anlam kayması dolayısıyla aralarına ek girmeyerek kalıplaşmış iki veya daha çok sözden oluşan kelime: pazartesi (< pazar ertesi), hissetmek (< hiss etmek), ayakkabı (< ayak kabı), delikanlı (
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Taç yaprakları birbirleriyle yandan bitişik olan bitkiler
1. isim , isim , isim , isim , Bitişik olma durumu
1. Başka bir evle de bitişikliği yoktu.
1. Başka bir evle de bitişikliği yoktu.
1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Bitişken
bitişken dil
1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Kelime üretim ve çekiminde ekler getirilirken kökü veya gövdesi değişikliğe uğramayan, bitişimli, iltisaki