92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Çabucak veya ansızın birleştirmek
Telaffuz : birleştiri'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Birleştirmek işi, kombinasyon
1. Sen yardımla menfaati birleştirmenin usulünü bulmuşsun.
1. Sen yardımla menfaati birleştirmenin usulünü bulmuşsun.
1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Bir araya getirmek
1. Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi.
1. Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi.
on birli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan
2. isim , isim , isim , isim , As (II)
beşibirlik, günübirlik, zırhlı birlik, acemi birliği, ağız birliği, çıkarma birliği, dağ birliği, dil birliği, din birliği, el birliği, evlilik birliği, gönül birliği, görüş birliği, güç birliği, gümrük birliği, hava birliği, ırk birliği, ihtiram birliği, iş birliği, kader birliği, mal birliği, mekanize birliği, oy birliği, söz birliği, şirketler birliği, tören birliği, varlık birliği, yüklem birliği, paraşüt birlikleri, üç birlik kuralı, iş birlikli
1. isim , isim , isim , isim , Tek, bir olma durumu, vahdaniyet
1. Tanrı'nın birliğine inanır.
1. Tanrı'nın birliğine inanır.
2. Bir arada olma durumu, vahdet
1. Türk milletinin birliği.
1. Türk milletinin birliği.
3. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet
1. Dil birliği. Ülkü birliği.
1. Dil birliği. Ülkü birliği.
4. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek
1. Mühendisler birliği. Öğretmenler birliği.
1. Mühendisler birliği. Öğretmenler birliği.
5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen
1. Birlik cezve.
1. Birlik cezve.
6. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk
1. Birliğine dönerken karısını kendi anasının babasının yanına bıraktı.
1. Birliğine dönerken karısını kendi anasının babasının yanına bıraktı.
7. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması
8. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bölünmezliği içeren yalın bütün
9. müzik , müzik , müzik , müzik , En büyük değerdeki nota, dört dörtlük
1. bir işi yapmak için anlaşmak
1. Bu ayıbı işleyenlerle birlik olmayı bir türlü kibrime yediremiyorum.
1. Bu ayıbı işleyenlerle birlik olmayı bir türlü kibrime yediremiyorum.
birlikte yaşama, bununla birlikte
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir arada, beraberce, hep beraber
1. Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare
1. Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare
2. Yanında, beraberinde
1. Kitabınızı birlikte getirdiniz mi?
1. Kitabınızı birlikte getirdiniz mi?
3. Beraber
1. Ahmet Vefik Paşa'nın telif tiyatro eserleri yazdığını bilmekle birlikte bunlar elimizde yoktur.
1. Ahmet Vefik Paşa'nın telif tiyatro eserleri yazdığını bilmekle birlikte bunlar elimizde yoktur.
1. isim , isim , isim , isim , Birlikte olma durumu, beraberlik
1. Kim bilir belki onunla, kuşkularımızı ve aptallıklarımızı yenecek bir birlikteliği yeniden kurabiliriz.
1. Kim bilir belki onunla, kuşkularımızı ve aptallıklarımızı yenecek bir birlikteliği yeniden kurabiliriz.
1. `toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , ruh bilimi , ruh bilimi , Sanrı
Lisan : Arapça birsām
Telaffuz : birsa:mı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kimi, bazı
1. Bu adam birtakım nazari meseleleri çözmek için önceki geceden rüyaya yatmıştı.
1. Bu adam birtakım nazari meseleleri çözmek için önceki geceden rüyaya yatmıştı.
Telaffuz : bi'rtakım
1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı sarayında Harem dairesinin ve Enderun'un dışında kalan bölüm
Lisan : Farsça bīrūn
Telaffuz : bi:ru:n
1. seyirci, beğenilen bir konserin sonunda tempolu bir biçimde alkışlayarak sanatçıyı veya sanatçıları bir eser seslendirmesi için yeniden sahneye çağırmak
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yayık dövmede kullanılan araç
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hem kendi cinsini hem de karşı cinse ilgi duyan
Lisan : Fransızca bisexuel
Telaffuz : bi'seksüel
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Çörek, tatlı bir tür ekmek
bisiklet yaka, bisiklet yolu, kondisyon bisikleti
1. isim , isim , isim , isim , Tekerlekleri pedal aracılığıyla ayakla döndürülen binek aracı, çiftteker, derrace, velespit
1. Baharda iki kardeşe bisikletler alındı.
1. Baharda iki kardeşe bisikletler alındı.
2. spor , spor , spor , spor , Bu araçla yapılan bir spor türü
Lisan : Fransızca bicyclette
1. isim , isim , isim , isim , Trafikte bisikletlerin gitmesine ayrılmış, dar yol