Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bin nasihatten bir musibet yeğdir
Anlamı:

1. `yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir` anlamında kullanılan bir söz


bin ölçüp bir biçmeli
Anlamı:

1. `yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır` anlamında kullanılan bir söz


bin pişman olmak
Anlamı:

1. çok pişman olmak

Örnek:

1. Kaç kez yakındım ona, yüzünü öyle bir yas kapladı ki yakındığıma da yakınacağıma da bin pişman oldum.

1. Kaç kez yakındım ona, yüzünü öyle bir yas kapladı ki yakındığıma da yakınacağıma da bin pişman oldum.


bin tarakta bezi olmak
Anlamı:

1. birçok işle uğraşmak


bin tasa (veya merak) bir borç ödemez
Anlamı:

1. `borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz` anlamında kullanılan bir söz


bin türlü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birbirinden çok farklı, çok değişik, bin çeşit

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Birbirinden çok farklı, çok değişik bir biçimde

Örnek:

1. Klasik şiirin yıkıldığından beri şiiri, bin kişi bin türlü tarif ediyor.

1. Klasik şiirin yıkıldığından beri şiiri, bin kişi bin türlü tarif ediyor.


bin yaşa!
Anlamı:

1. memnunluk bildirmek için kullanılan `çok yaşa!` anlamında bir söz


bina

İlgili Kelimeler:

yığma bina, şalt binası, vilayet binası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapı

Örnek:

1. Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır.

1. Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır.

2. eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Arapça fiil çatısını konu edinen bilim veya kitap

Örnek:

1. Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.

1. Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.

3. eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Çatı


Lisan : Arapça binā

Telaffuz : bina:

bina etmek
Anlamı:

1. yapmak, kurmak, inşa etmek

2. bir düşünce sistemine göre, kurmak, dayamak, yapmak

Örnek:

1. Düşüncelerini ne üzerine bina ediyorsun.

1. Düşüncelerini ne üzerine bina ediyorsun.


binaen

İlgili Kelimeler:

binaenaleyh

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dayanarak

Örnek:

1. Bu mülahazaya binaen, padişaha hitaben bir telgrafname hazırlandı.

1. Bu mülahazaya binaen, padişaha hitaben bir telgrafname hazırlandı.

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , -den dolayı, -den ötürü, -diği için


Lisan : Arapça bināʾen

Telaffuz : bina:en

binaenaleyh
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bundan dolayı, bundan ötürü, bunun için, bunun üzerine

Örnek:

1. Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır.

1. Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır.


Lisan : Arapça bināʾen + ʿaleyh

Telaffuz : bina:'enaleyh

binbaşı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Orduda rütbesi yüzbaşı ile yarbay arasında bulunan ve asıl görevi tabur komutanlığı olan subay


Telaffuz : bi'nbaşı

binbaşılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Binbaşı olma durumu

2. Binbaşının rütbesi

3. Binbaşının görevi


binbir
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Pek çok, çok sayıda

Örnek:

1. Gündüz sıcağında binbir çiçeğin kokusunu getiren rüzgâr geceleri soğuğu taşırdı.

1. Gündüz sıcağında binbir çiçeğin kokusunu getiren rüzgâr geceleri soğuğu taşırdı.


Telaffuz : bi'nbir

binbir ayak bir ayak üstüne
Anlamı:

1. `herkesin ayakta olduğu kalabalık` anlamında kullanılan bir söz


binbir zahmetle
Anlamı:

1. büyük zorlukla


bindallı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çoğunlukla mor kadife üzerine sırma ile kabartma dal, yaprak ve çiçek işlenmiş giysi veya örtü


binde bir
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nadir, az bulunan

Örnek:

1. Atatürk, yaşamanın değişme olduğunu bilen ve bu bilgisini uygulayan binde bir insandan biridir.

1. Atatürk, yaşamanın değişme olduğunu bilen ve bu bilgisini uygulayan binde bir insandan biridir.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Seyrek


bindi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Destek


bindiği dalı kesmek
Anlamı:

1. kendisine gerekli ve yararlı olan şeyi farkında olmadan yararsız duruma getirmek, kendi eliyle yok etmek

Örnek:

1. Bindiği dalı kesmek diye bir deyim vardır ya, sanki insanlığın bugünkü bunalımını anlatmak için bulunmuş.

1. Bindiği dalı kesmek diye bir deyim vardır ya, sanki insanlığın bugünkü bunalımını anlatmak için bulunmuş.


bindirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bindirebilmek işi


bindirebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bindirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Bindirme gücü bulunmak


bindirilebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bindirilebilmek işi


bindirilebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Bindirilme ihtimali veya imkânı bulunmak


bindiriliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bindirilme işi