92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş
1. Bir ara bezgin bakışlarımla karşılaşan Şeref, toparlanmak gereği duyuyor.
1. Bir ara bezgin bakışlarımla karşılaşan Şeref, toparlanmak gereği duyuyor.
2. Solgun, cansız
1. Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım.
1. Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş bir biçimde
1. Kafasındaki çalkantılar yüzünden kaşları bezgin çatıldı.
1. Kafasındaki çalkantılar yüzünden kaşları bezgin çatıldı.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bezgin bir biçimde
1. Zaman aynı sorular, aynı boşluk ve avuntularla bezgince ilerlemektedir.
1. Zaman aynı sorular, aynı boşluk ve avuntularla bezgince ilerlemektedir.
Telaffuz : bezgi'nce
1. isim , isim , isim , isim , Bezgin olma durumu, usanç, yorgunluk
1. Gider gitmez de teselli kabul etmez bir bezginliğe, üzüntüye düşmüştüm.
1. Gider gitmez de teselli kabul etmez bir bezginliğe, üzüntüye düşmüştüm.
1. `genel kurallar kişilerin isteklerine göre bozulmaz` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , İki, üç veya dört kişi arasında 96 kâğıtla oynanan bir tür iskambil kâğıdı oyunu
1. Beybabanın bezik oynayışı da pek alengirlidir.
1. Beybabanın bezik oynayışı da pek alengirlidir.
Lisan : Fransızca bésigue
1. nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Bezilme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , nesnesiz , nesnesiz , -den , -den , Bezme işine konu olmak, bezme durumuna gelinmek
1. bebeklerin altına bağlanan bezi temizlemek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , çok emek sarf etmek
1. Ben senin az mı bezini yıkadım.
1. Ben senin az mı bezini yıkadım.
bezir yağı
1. isim , isim , isim , isim , Keten tohumu
2. Bezir yağı
Lisan : Arapça bezr
1. isim , isim , isim , isim , Keten tohumundan çıkarılan ve yağlı boya yapmak için içine renkli maddeler katılan, çabuk kurur bir yağ, bezir
bezirgânbaşı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tüccar
2. Alışverişte çok kâr amacı güden kimse
1. O hiç oralı olmaz ve bütün bezirgânlar gibi hâlinden yakınır.
1. O hiç oralı olmaz ve bütün bezirgânlar gibi hâlinden yakınır.
3. Yahudi
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Mesleğini sadece kazanç için kullanan kimse
Lisan : Farsça bāzergān
Telaffuz : bezirgâ:nı
1. isim , isim , isim , isim , Bir çocuk oyunu
2. tarih , tarih , tarih , tarih , Padişahın kullanacağı çuha, bez, tülbent vb. eşyaları sağlamak ve bunları korumakla görevli kimse
Telaffuz : bezirgâ'nbaşı
1. -i , -i , -i , -i , Bez, kumaş vb. ile örtmek veya kaplamak
2. Çocuğun altına bez koymak, çocuğu belemek