bezgin

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş

Örnek:

1. Bir ara bezgin bakışlarımla karşılaşan Şeref, toparlanmak gereği duyuyor.

1. Bir ara bezgin bakışlarımla karşılaşan Şeref, toparlanmak gereği duyuyor.

2. Solgun, cansız

Örnek:

1. Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım.

1. Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım.

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş bir biçimde

Örnek:

1. Kafasındaki çalkantılar yüzünden kaşları bezgin çatıldı.

1. Kafasındaki çalkantılar yüzünden kaşları bezgin çatıldı.