1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş
1. Bir ara bezgin bakışlarımla karşılaşan Şeref, toparlanmak gereği duyuyor.
1. Bir ara bezgin bakışlarımla karşılaşan Şeref, toparlanmak gereği duyuyor.
2. Solgun, cansız
1. Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım.
1. Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş bir biçimde
1. Kafasındaki çalkantılar yüzünden kaşları bezgin çatıldı.
1. Kafasındaki çalkantılar yüzünden kaşları bezgin çatıldı.