Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
benlik ikileşmesi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Öznenin kişiliğini iki veya daha çok bilinç merkezine bölen ve tek kişide çeşitli kişilikler biçiminde beliren bir ruh hastalığı


benlik yitimi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Kişilik duygusunun ve benlik bilincinin yitirilmesi ile beliren ruh hastalığı


benlikçi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Her konuda hep kendini ileri süren, hep kendinden söz eden

2. Benlikçilik yanlısı olan


benlikçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benlikçi olma durumu

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Kendi benliğinin gelişimini, bütün davranışlarının ilkesi yapan kişinin niteliği, egotizm


benmari
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kabı kaynar suya oturtmak yolu ile içindekini ısıtma veya eritme yöntemi


Lisan : Fransızca bain-marie

benmerkezci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Beniçinci


Telaffuz : be'nmerkezci

benmerkezcilik
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Beniçincilik


bensiz
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ben olmaksızın


bent

İlgili Kelimeler:

aselbent, cilbent, kalebent, köşebent, pazubent, terciibent, terkibibent, tülbent

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bağ, rabıt

2. Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm

3. Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan set, büğet

Örnek:

1. Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş.

1. Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş.

4. Gazete yazısı

5. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam

6. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Kanun maddesi


Lisan : Farsça bend

bent etmek
Anlamı:

1. kendisine bağlamak

Örnek:

1. Kalabalık göz açıp kapayıncaya kadar beni kapmış, direncimi kırıp ruhumu ufalayarak kendine bent etmişti.

1. Kalabalık göz açıp kapayıncaya kadar beni kapmış, direncimi kırıp ruhumu ufalayarak kendine bent etmişti.


Ön Takı : (birini)

bent olmak
Anlamı:

1. bağlanmak, tutulmak


benzeme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzemek işi


benzemek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak

Örnek:

1. Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi.

1. Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi.

2. Sanısını uyandırmak, gibi görünmek

Örnek:

1. Bu zavallı çokça içmişe benziyor, gözleri buğulanmış, biraz da kaymış.

1. Bu zavallı çokça içmişe benziyor, gözleri buğulanmış, biraz da kaymış.


benzemeklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzer olma durumu

Örnek:

1. Bir şeye benzemekliğim için usta bir kalem kırk yerinden tashih etmeli.

1. Bir şeye benzemekliğim için usta bir kalem kırk yerinden tashih etmeli.


benzemez
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İskambil, okey oyunlarında farklı kâğıtların veya taşların bir araya gelmesi


benzemezlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzemez olma durumu

Örnek:

1. Çöl ortasında bile gece gündüz benzemezliği yaşanıyor.

1. Çöl ortasında bile gece gündüz benzemezliği yaşanıyor.


benzen
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Maden kömürü katranından çıkarılan C6H6 formülündeki hidrokarbonun bilimsel adı

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Benzin


Lisan : Fransızca benzène

benzer

İlgili Kelimeler:

benzer şekiller

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil

Örnek:

1. Kadınların yerlerde sürüklenirken çıkardıkları seslere benzer sesler çıkardı.

1. Kadınların yerlerde sürüklenirken çıkardıkları seslere benzer sesler çıkardı.

2. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Benzeşim

3. isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör


benzer şekiller
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Kenarlarının uzunlukları arasındaki oran değişmemekle birlikte karşılıklı açıları eşit olan şekiller


benzeri

İlgili Kelimeler:

ve benzeri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı


benzerlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzer olma durumu

Örnek:

1. Türk işleri ile Roma ve Bizans işleri arasında benzerlik bulunamaz.

1. Türk işleri ile Roma ve Bizans işleri arasında benzerlik bulunamaz.

2. matematik , matematik , matematik , matematik , İki üçgende köşelerinin eşlenmesine göre karşılıklı açıların eş ve karşılıklı kenarların orantısından doğan durum


benzersiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Benzeri olmayan, eşsiz

Örnek:

1. Samimi bir kalabalık, zamanımıza ziynet olan benzersiz şairi görmekten, dinlemekten âdeta sarhoştu.

1. Samimi bir kalabalık, zamanımıza ziynet olan benzersiz şairi görmekten, dinlemekten âdeta sarhoştu.


benzersizleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzersizleşmek işi


benzersizleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Benzersiz bir duruma gelmek


benzersizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzersiz olma durumu