92406 kayıt bulundu.
1. kötü bir sona uğramış birinden veya bir şeyden söz ederken, ona benzetilen kimse veya şey için kötü bir duygu beslenilmediğini anlatan bir söz
1. `günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur` anlamında kullanılan bir söz
1. -e , -e , -e , -e , Benzeme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Bu direkler olmasaydı yaşamamızdaki gerginlik buruşurdu. Çözük bir çadıra benzeyebilirdik.
1. Bu direkler olmasaydı yaşamamızdaki gerginlik buruşurdu. Çözük bir çadıra benzeyebilirdik.
2. Benzeme becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Benzeme işi
1. Fakat bu özeniş, benzeyiş, benzetiş kendi hayallerinin doğurduğu bir kuruntudan başka şey değildi.
1. Fakat bu özeniş, benzeyiş, benzetiş kendi hayallerinin doğurduğu bir kuruntudan başka şey değildi.
1. isim , isim , isim , isim , Benzeşmeme durumu
1. O kadar çok değişiklik, o kadar büyük bir eskiden ayrılık ve benzeyişsizlik var.
1. O kadar çok değişiklik, o kadar büyük bir eskiden ayrılık ve benzeyişsizlik var.
1. ansızın yüzünün rengi sararmak, solmak
1. Necdet'in benzi atıyor, kesik kesik soluyordu.
1. Necdet'in benzi atıyor, kesik kesik soluyordu.
1. yüzünün rengi solmak
1. O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı.
1. O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı.
1. yüzü sararmak
1. Benzi uçtu, dudaklarındaki gülümseme soldu.
1. Benzi uçtu, dudaklarındaki gülümseme soldu.
benzin göstergesi, benzin istasyonu, benzin pompası, kurşunsuz benzin, süper benzin
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı
2. Bir organik yağ çözücü türü
3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Benzen
Lisan : Fransızca benzine
1. isim , isim , isim , isim , Benzinle çalışan motorlu araçlarda benzinin düzeyini gösteren alet
1. isim , isim , isim , isim , Araçların benzin, yağ vb. gereksinimlerini karşılayan, yolculara dinlenme ve alışveriş imkânı veren tesis, benzinlik
1. isim , isim , isim , isim , Benzinlikte araç depolarına benzin koyma ve verilen benzin tutarını gösterme aracı
1. sağlıklı duruma gelmek, canlanmak
1. Yirmi dört saat evvel Allah'tan ziyade Abdülhamit'ten korkan kâtiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti.
1. Yirmi dört saat evvel Allah'tan ziyade Abdülhamit'ten korkan kâtiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti.
1. -i , -i , -i , -i , Benzin dökerek yakmak
2. Bir nesneyi benzine bulamak