Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
benzetmek gibi olmasın
Anlamı:

1. kötü bir sona uğramış birinden veya bir şeyden söz ederken, ona benzetilen kimse veya şey için kötü bir duygu beslenilmediğini anlatan bir söz


benzetmeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde benzetme bulunan


benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur
Anlamı:

1. `günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur` anlamında kullanılan bir söz


benzeyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzeyebilmek işi


benzeyebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Benzeme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Bu direkler olmasaydı yaşamamızdaki gerginlik buruşurdu. Çözük bir çadıra benzeyebilirdik.

1. Bu direkler olmasaydı yaşamamızdaki gerginlik buruşurdu. Çözük bir çadıra benzeyebilirdik.

2. Benzeme becerisi bulunmak


benzeyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzeme işi

Örnek:

1. Fakat bu özeniş, benzeyiş, benzetiş kendi hayallerinin doğurduğu bir kuruntudan başka şey değildi.

1. Fakat bu özeniş, benzeyiş, benzetiş kendi hayallerinin doğurduğu bir kuruntudan başka şey değildi.


benzeyişsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzeşmeme durumu

Örnek:

1. O kadar çok değişiklik, o kadar büyük bir eskiden ayrılık ve benzeyişsizlik var.

1. O kadar çok değişiklik, o kadar büyük bir eskiden ayrılık ve benzeyişsizlik var.


benzi atmak
Anlamı:

1. ansızın yüzünün rengi sararmak, solmak

Örnek:

1. Necdet'in benzi atıyor, kesik kesik soluyordu.

1. Necdet'in benzi atıyor, kesik kesik soluyordu.


benzi geçmek
Anlamı:

1. benzi solmak


benzi kanlanmak
Anlamı:

1. sağlıklı duruma gelmek, canlanmak


benzi kül gibi olmak
Anlamı:

1. yüzünden kan çekilmek, yüzü sararmak


benzi sararmak
Anlamı:

1. yüzünün rengi solmak

Örnek:

1. O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı.

1. O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı.


benzi solmak
Anlamı:

1. gücünü yitirmek, sağlık sorunu olmak


benzi uçmak
Anlamı:

1. yüzü sararmak

Örnek:

1. Benzi uçtu, dudaklarındaki gülümseme soldu.

1. Benzi uçtu, dudaklarındaki gülümseme soldu.


benzin

İlgili Kelimeler:

benzin göstergesi, benzin istasyonu, benzin pompası, kurşunsuz benzin, süper benzin

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı

2. Bir organik yağ çözücü türü

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Benzen


Lisan : Fransızca benzine

benzin göstergesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzinle çalışan motorlu araçlarda benzinin düzeyini gösteren alet


benzin istasyonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Araçların benzin, yağ vb. gereksinimlerini karşılayan, yolculara dinlenme ve alışveriş imkânı veren tesis, benzinlik


benzin pompası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzinlikte araç depolarına benzin koyma ve verilen benzin tutarını gösterme aracı


benzinci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akaryakıt satılan yer

2. Akaryakıt satan kimse


benzincilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzincinin yaptığı iş


benzinde kan kalmamak
Anlamı:

1. kansızlık sebebiyle yüzü sararmak


benzine kan gelmek
Anlamı:

1. sağlıklı duruma gelmek, canlanmak

Örnek:

1. Yirmi dört saat evvel Allah'tan ziyade Abdülhamit'ten korkan kâtiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti.

1. Yirmi dört saat evvel Allah'tan ziyade Abdülhamit'ten korkan kâtiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti.


benzinleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Benzinlemek işi


benzinlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Benzin dökerek yakmak

2. Bir nesneyi benzine bulamak


benzinli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Benzinle çalışan (motor, makine vb.)