Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yüreği dolu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kinli, hınçlı (kimse)


yüreği ezilmek
Anlamı:

1. üzülmek, acı duymak

Örnek:

1. Yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu.

1. Yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu.

2. açlık duymak


yüreği ferahlamak (veya hafiflemek)
Anlamı:

1. kaygıdan kurtulmak


yüreği geniş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Hiçbir şeyi kendine tasa etmeyen (kimse)


yüreği götürmemek
Anlamı:

1. dayanmamak, katlanamamak


yüreği göz göz olmak
Anlamı:

1. dert, acı ve sıkıntıdan içi kabarmak, aşırı dertlenmek

Örnek:

1. Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden

1. Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden


yüreği hop etmek (veya hoplamak veya oynamak)
Anlamı:

1. birdenbire korkup heyecanlanmak

Örnek:

1. Ansızın geldin, dedi, yüreğim oynadı.

1. Ansızın geldin, dedi, yüreğim oynadı.


yüreği kabarmak
Anlamı:

1. içi sıkıntı ile dolup derin soluk alma gereğini duymak

2. midesi bulanmak

Örnek:

1. Ne dersiniz kız bayağı hasta oldu, deniz tutmuş gibi yüreği kabarmaya başladı.

1. Ne dersiniz kız bayağı hasta oldu, deniz tutmuş gibi yüreği kabarmaya başladı.


yüreği kaldırmamak
Anlamı:

1. dayanamamak, katlanamamak

Örnek:

1. Doğrusunu isterseniz onu çoktan kapı dışarı etmeliydim ama yüreğim kaldırmıyor, acıyorum.

1. Doğrusunu isterseniz onu çoktan kapı dışarı etmeliydim ama yüreğim kaldırmıyor, acıyorum.


yüreği kalkmak
Anlamı:

1. heyecanlanmak

Örnek:

1. Kapıda her araba durdukça yüreğim kalkıyordu.

1. Kapıda her araba durdukça yüreğim kalkıyordu.


yüreği kan ağlamak
Anlamı:

1. derinden acı duymak, çok üzülmek

Örnek:

1. Yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe...

1. Yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe...


yüreği kanamak
Anlamı:

1. aşırı üzüntüden sarsılmak

Örnek:

1. Zaten kostüm meselesinden dolayı üzülen ve hırçınlaşan yüreği sanki bir diken yığınına sürtünür gibi kanıyordu.

1. Zaten kostüm meselesinden dolayı üzülen ve hırçınlaşan yüreği sanki bir diken yığınına sürtünür gibi kanıyordu.


yüreği kararmak
Anlamı:

1. içine karamsarlık ve sıkıntı çökmek


yüreği katı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Acınacak durumlar karşısında duygusuz kalabilen (kimse)


yüreği katılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüreği katı olma durumu


yüreği katılmak
Anlamı:

1. ağlamaktan veya soğuktan nefesi tutulmak


yüreği kaynamak
Anlamı:

1. içinde şüphe ve endişe uyanmak

Örnek:

1. Namazı nasıl kıldığını bilmedi, yüreğinde bir şeyler kaynıyordu.

1. Namazı nasıl kıldığını bilmedi, yüreğinde bir şeyler kaynıyordu.


yüreği parça parça olmak
Anlamı:

1. pek çok acımak

Örnek:

1. İstifanameyi okuyanın yüreği parça parça olurdu.

1. İstifanameyi okuyanın yüreği parça parça olurdu.


yüreği parçalanmak
Anlamı:

1. çok acımak

Örnek:

1. Bir dilenci çocuğuna dayak attığını görmüş, yüreği parçalanmıştı.

1. Bir dilenci çocuğuna dayak attığını görmüş, yüreği parçalanmıştı.


yüreği parlamak
Anlamı:

1. coşmak, heyecanlanmak

Örnek:

1. Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı.

1. Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı.


yüreği pek
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Yüreği katı (kimse)

2. Yürekli (kimse)


yüreği peklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüreği pek olma durumu


yüreği rahatlamak
Anlamı:

1. üzüntü ve kaygısı azalmak, kalmamak

Örnek:

1. Lüzumsuz bir şey satın aldığı zaman garip bir üzüntü duyar, karısı 'Ziyanı yok, üzülme, ne yapalım, olmuş bir şey.' diye teselli etmedikçe bir türlü yüreği rahatlamazdı.

1. Lüzumsuz bir şey satın aldığı zaman garip bir üzüntü duyar, karısı 'Ziyanı yok, üzülme, ne yapalım, olmuş bir şey.' diye teselli etmedikçe bir türlü yüreği rahatlamazdı.


yüreği serinlemek
Anlamı:

1. üzüntüsü bir dereceye kadar azalmak


yüreği sıkılmak
Anlamı:

1. içi sıkılmak