Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yıkışma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıkışmak işi


yıkışmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Güreşmek


yıkıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıkıvermek işi


yıkıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak yıkmak


Telaffuz : yıkı'vermek

yıkkın
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Harap


yıkkınlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Haraplık


yıkkınlık göstermek
Anlamı:

1. yıkılmaya yüz tutmak

Örnek:

1. Şimdi büsbütün yanan Aksaray'ın daha benim küçüklüğümde yıkkınlık gösteren konaklarını bilmem hatırlayanlarınız var mıdır?

1. Şimdi büsbütün yanan Aksaray'ın daha benim küçüklüğümde yıkkınlık gösteren konaklarını bilmem hatırlayanlarınız var mıdır?


yıkma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıkmak işi

Örnek:

1. Şüphe, fena bir kurt gibi ruhunu kemirmeye, masum itikadını yavaş yavaş yıkmaya başlamıştı.

1. Şüphe, fena bir kurt gibi ruhunu kemirmeye, masum itikadını yavaş yavaş yıkmaya başlamıştı.


yıkmacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıkılması uygun görülen bir yapının yıkılması işini üstlenen ve yıkıntılarını satın alan kimse, yıkıcı


yıkmacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıkmacının yaptığı iş


yıkmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kurulu bir şeyi parçalayarak dağıtmak, bozmak, tahrip etmek

Örnek:

1. Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı.

1. Yangın yarım saatin içinde her yeri sardı, uğruna gelen ne varsa yaktı, yıktı.

2. İnsan, hayvan veya ağaç devirmek

3. Bir yana eğmek

4. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Birine yüklemek

Örnek:

1. Suçu bana yıktı.

1. Suçu bana yıktı.

5. Yük indirmek

6. (-i, -e) mec. Herhangi bir suç, iş vb.ni birine yüklemek

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yıkımına yol açmak, mahvına sebep olmak

Örnek:

1. Bu acı onu yıkar.

1. Bu acı onu yıkar.


yıktırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıktırabilmek işi


yıktırabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yıktırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Yıktırmaya gücü yetmek


yıktırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıktırılmak işi


yıktırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yıkma işi yaptırılmak

Örnek:

1. Duvar yıktırılınca ortalık ferahladı.

1. Duvar yıktırılınca ortalık ferahladı.


yıktırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yıktırmak işi


yıktırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yıkma işini yaptırmak


yıl

İlgili Kelimeler:

yılaşırı, yılbaşı, yıl dönümü, yıl halkası, yıldan yıla, adli yıl, altın yıl, artık yıl, ayrıksı yıl, binyıl, dönencel yıl, gümüş yıl, kamerî yıl, kırkyıl, mali yıl, yarıyıl, yeni yıl, yüzyıl, ayda yılda bir, ay gün yılı, ay yılı, bütçe yılı, gezegen yılı, güneş yılı, ışık yılı, öğretim yılı, var yılı, yasama yılı, yıldız yılı, yıllar yılı, yok yılı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dünya'nın, Güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman

2. Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene

3. On iki aylık dönem


yıl dönümü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir olayın üzerinden bir yıl geçtikten sonra yeni bir yılın başladığı gün, seneidevriye

Örnek:

1. Bir yıl dönümü akşamı ufak köşkün önünde oturuyorduk.

1. Bir yıl dönümü akşamı ufak köşkün önünde oturuyorduk.


yıl halkası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağaçta, bir büyüme döneminde oluşan çembersel bölüm


yıl on iki ay
Anlamı:

1. sürekli olarak, sürekli bir biçimde


yıl uğursuzun
Anlamı:

1. arsız, yüzsüz kimselerin el üstünde tutulduğu zamanı anlatan bir söz


yılan

İlgili Kelimeler:

yılan balığı, yılanbaşı, yılan çıyan, yılan çiçeği, yılan derisi, yılandili, yılan gömleği, yılan hikâyesi, yılaniğnesi, yılan kavı, yılankavi, yılankemiği, yılan taşı, yılanyastığı, çıngıraklı yılan, gözlüklü yılan, karayılan, kör yılan, sağır yılan, ağaç yılanı, boa yılanı, deniz yılanı, katır yılanı, mercan yılanı, ok yılanı, su yılanı

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen, uzun hayvan

Örnek:

1. Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan.

1. Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan.

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Sinsi ve hain

Örnek:

1. Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor.

1. Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor.


yılan balığı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yılan balığıgillerden, yılana benzeyen, kaygan derili, ince uzun ve eti beğenilen bir balık (Anguilla)


yılan balığıgiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örnek türü yılan balığı olan, karınları yüzgeçsiz balıklar familyası