Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
uyuz merhemi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuz için kullanılan bir merhem türü


uyuz olmak
Anlamı:

1. uyuz hastalığına yakalanmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , birine, bir şeye sinirlenmek


uyuz otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Hekimlikte uyuza karşı kullanılan çiçekli bitki, kum otu (Scabiosa rotata)


uyuz sineği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kın kanatlılardan, tarıma zararı dokunan böceklerle beslenen bir sinek (Cicindela)


uyuzlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuzlaşmak işi


uyuzlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tüyleri döküldüğü için çirkin bir görünüş almak

Örnek:

1. Kedi uyuzlaştı.

1. Kedi uyuzlaştı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Beceriksizleşmek, pısırıklaşmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kılıksızlaşmak

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Beğenilmeyen davranış ve tutumlar sergilemeye başlamak


uyuzlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyuz hastalığı olan (kimse), uyuz

Örnek:

1. Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi.

1. Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi.


uyuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuz olma durumu

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Beceriksizlik, pısırıklık

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Parasızlık


uz

İlgili Kelimeler:

uzgören, uzgörür, uz iletişim

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz


uz

İlgili Kelimeler:

eli uz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İyi, güzel

2. İşe yatkın, becerikli, mahir


uz iletişim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Telekomünikasyon


uza devim
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Fiziksel etkili medyumların gerçekleştirdiği öne sürülen olaylardan biri olan, nesnelerin dokunulmaksızın hareket edişi, telekinezi


uza duyum
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Telepati


uza!
Anlamı:

1. hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , `defol git, kaybol` anlamlarında kullanılan bir söz


uzağı görmek
Anlamı:

1. ileride ne olacağını kestirmek


uzak

İlgili Kelimeler:

uzak akraba, uzak ara, uzak benzeşme, uzak benzeşmezlik, Uzak Doğu, uzak göçüşme, uzak görüş, uzak metatez, uzak yol kaptanı, yedi gömlek uzak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı

Örnek:

1. Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu.

1. Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu.

2. Arada çok zaman bulunan

Örnek:

1. Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez.

1. Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez.

3. Eli, gücü veya hükmü yetişmez

Örnek:

1. O böyle işlerden pek uzaktır.

1. O böyle işlerden pek uzaktır.

4. İhtimali az olan

Örnek:

1. Sevgililerin birbirine kavuşması gerçekleşmeyecek bir uzak umut olarak gözükür.

1. Sevgililerin birbirine kavuşması gerçekleşmeyecek bir uzak umut olarak gözükür.

5. Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan

Örnek:

1. Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz.

1. Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz.

6. isim , isim , isim , isim , Yakın olmayan yer

Örnek:

1. Fazla uzağa gitme.

1. Fazla uzağa gitme.


uzak akraba
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yakınlığı, ilgi derecesi az olan akraba, uzaktan akraba, dış kapının manadalı

Örnek:

1. Uzak akrabamdan bir köylü gelip beni aldı.

1. Uzak akrabamdan bir köylü gelip beni aldı.


uzak ara
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Yarışta aradaki mesafeyi uzun tutarak


uzak benzeşme
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir kelimede bir sesin uzakta bulunan başka bir sesi etkilemesi: Etmek > ekmek, tepme > tekme gibi


uzak benzeşmezlik
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir kelimede yan yana bulunmayan iki aynı sesten birinin değişikliğe uğraması: Kehribar > kehlibar, fincan > filcan gibi


Uzak Doğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Asya'nın doğu ve güneydoğusu


Özel: Evet

uzak durmak
Anlamı:

1. yaklaşmamak, karışmamak

Örnek:

1. Çocuklar ilk günü senden uzak durmuşlardı, nasıl bir kişi olduğunu kestiremiyorlardı.

1. Çocuklar ilk günü senden uzak durmuşlardı, nasıl bir kişi olduğunu kestiremiyorlardı.


uzak düşmek
Anlamı:

1. uzak olmak, uzak bulunmak

Örnek:

1. Ben uzak düşmemeye çalışır, karşılarında bir yere ilişirdim.

1. Ben uzak düşmemeye çalışır, karşılarında bir yere ilişirdim.


uzak göçüşme
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Yan yana bulunmayan ünsüzlerin yer değiştirmesi, uzak metatez: ödünç > öndüç, lanet > nalet, zerdali > zeldari vb


uzak görüş
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İleride olabilecekleri düşünme ve sezme