Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
uyurgezerlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyurgezer olma durumu, somnambulizm


uyuşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşabilmek işi


uyuşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Uyuşma ihtimali veya imkânı bulunmak


uyuşkan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herkesle veya her şeyle kolayca uyuşabilen


uyuşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uzlaşma

Örnek:

1. Hayvanlar, bitkiler, böcekler, çocuklar doğa ile uyuşma içindedirler.

1. Hayvanlar, bitkiler, böcekler, çocuklar doğa ile uyuşma içindedirler.


uyuşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşmak (I) işi


uyuşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak

Örnek:

1. Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim diye kompartımanımda uzandım.

1. Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim diye kompartımanımda uzandım.


uyuşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Her konuda birbirine uymak, imtizaç etmek

Örnek:

1. Sanat edebiyat açısından, derginin politikasıyla tam uyuşmasa da burada tek satırıma ilişmediler.

1. Sanat edebiyat açısından, derginin politikasıyla tam uyuşmasa da burada tek satırıma ilişmediler.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir iş, düşünce, görüş vb. üzerinde anlaşmaya varmak, uzlaşmak, mutabık kalmak

Örnek:

1. Edirne dayanıp dururken biz İstanbul'da düşmanla pazarlık edeceğiz, uyuşacağız öyle mi?

1. Edirne dayanıp dururken biz İstanbul'da düşmanla pazarlık edeceğiz, uyuşacağız öyle mi?


uyuşmazlık

İlgili Kelimeler:

uyuşmazlık mahkemesi, doku uyuşmazlığı, kan uyuşmazlığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşmama durumu

Örnek:

1. Zamanı ve ortamı ile uyuşmazlığı buradan geliyordu.

1. Zamanı ve ortamı ile uyuşmazlığı buradan geliyordu.

2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Son sesi -k olan bir sözcüğe -k ile biten bir ek getirildiğinde ilk -k sesinin düşmesi olayı: küçükcük > küçücük gibi


uyuşmazlık mahkemesi
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Üyeleri Danıştay ve Yargıtay tarafından seçilen ve çeşitli mahkemeler arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili olan mahkeme


uyuşturabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşturabilmek işi


uyuşturabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Uyuşturma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Uyuşturma gücü bulmak


uyuşturan balığı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Torpil balığı


uyuşturma

İlgili Kelimeler:

sınırlı uyuşturma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşturmak işi


uyuşturmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Anlaşmalarını sağlamak


uyuşturmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Uyuşmasını sağlamak, hissedemez duruma getirmek

Örnek:

1. Ruhumu serinletecek, beynimi uyuşturacak bir masal anlat!

1. Ruhumu serinletecek, beynimi uyuşturacak bir masal anlat!


uyuşturucu

İlgili Kelimeler:

uyuşturucu madde

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyuşturma özelliği olan, uyuşturan (madde), narkotik

2. Hareketten, gereği gibi düşünmekten alıkoyan

Örnek:

1. Bizim kafamızı kaynatan yeni fikirler, onun için kafa uyuşturucu bir kulak uğultusu idi.

1. Bizim kafamızı kaynatan yeni fikirler, onun için kafa uyuşturucu bir kulak uğultusu idi.


uyuşturucu madde
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Morfin, kokain, eroin, afyon, esrar gibi duyulara uyuşukluk veren madde

Örnek:

1. Bütün uyuşturucu maddeler gibi vazgeçemeyeceği kadar bağlanarak yalana alışır.

1. Bütün uyuşturucu maddeler gibi vazgeçemeyeceği kadar bağlanarak yalana alışır.


uyuşturuculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşturucu olma durumu


uyuşturulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşturulmak işi


uyuşturulmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uyuşturma işi yapılmak, hissedemez duruma getirilmek

Örnek:

1. Şimdi kamarasında sinir buhranları arasında kıvranan yahut Sedol iğnesiyle uyuşturulup baygın yatan başka bir Nilgün vardı.

1. Şimdi kamarasında sinir buhranları arasında kıvranan yahut Sedol iğnesiyle uyuşturulup baygın yatan başka bir Nilgün vardı.


uyuşturulmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Anlaşmaları sağlanılmak


uyuşuk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş

Örnek:

1. Terli, sıcak, uyuşuk vücudu, yatağın çukuruna yapışmış, kımıldayamıyor bile.

1. Terli, sıcak, uyuşuk vücudu, yatağın çukuruna yapışmış, kımıldayamıyor bile.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu


uyuşukluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşuk olma durumu

Örnek:

1. Öyle bir uyuşukluk içindeydim ki kalkıp gidemiyordum.

1. Öyle bir uyuşukluk içindeydim ki kalkıp gidemiyordum.


uyuşum
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşma durumu, uyuşurluk

Örnek:

1. Bir uyuşuma varmanın tadını çıkara çıkara güneşli kaldırımda yürüyordu.

1. Bir uyuşuma varmanın tadını çıkara çıkara güneşli kaldırımda yürüyordu.

2. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , İki çekim arasında hareket, anlam_icerik, ışık, dekor, donatım, oyun bakımlarından aykırılık olmama durumu