Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
üyelik dondurmak
Anlamı:

1. herhangi bir sebeple bir üyenin bağlı olduğu kuruluşun çalışmalarında yer almasını veya toplantılarda bulunmasını belirli bir süre için engellemek


uygar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fikir, sanat ve endüstri alanlarında çok büyük bir gelişme göstermiş olan, medeni

Örnek:

1. Uygar yaşamlarında ekmek elden su göldendi.

1. Uygar yaşamlarında ekmek elden su göldendi.

2. Kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan, medeni (kimse)

Örnek:

1. Ona layık, uygar bir eş olmak için bütün aklını seferber ettiği ortadadır.

1. Ona layık, uygar bir eş olmak için bütün aklını seferber ettiği ortadadır.


uygarca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uygar bir biçimde

Örnek:

1. Sanat eserinin yazarınca savunulmasına yetkin ve uygarca mı davranıyoruz acaba bugün?

1. Sanat eserinin yazarınca savunulmasına yetkin ve uygarca mı davranıyoruz acaba bugün?

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çağdaş

Örnek:

1. Osmanlı tiyatrosu her bakımdan tiyatro alanında uygarca bir atılım olmuştur.

1. Osmanlı tiyatrosu her bakımdan tiyatro alanında uygarca bir atılım olmuştur.


Telaffuz : uyga'rca

uygarlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygar duruma gelme, medenileşme, temeddün


uygarlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uygar duruma gelmek, medenileşmek


uygarlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygar duruma getirme, medenileştirme


uygarlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Uygar duruma getirmek, medenileştirmek


uygarlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygar olma durumu, medeniyet, medenilik

2. Bir ülkenin, bir toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, fikir, sanat çalışmalarıyla ilgili niteliklerinin tümü, medeniyet

Örnek:

1. Gerçekten uygarlık nimetlerinin gençlere bir faydası oldu ama daha çok bundan büyükler istifade ediyor.

1. Gerçekten uygarlık nimetlerinin gençlere bir faydası oldu ama daha çok bundan büyükler istifade ediyor.


uygulama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik

Örnek:

1. Yaptığımızın keyfî bir uygulama olduğunun farkında ama bir şey de söyleyemiyor.

1. Yaptığımızın keyfî bir uygulama olduğunun farkında ama bir şey de söyleyemiyor.

2. Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata tatbik etme, tatbik

Örnek:

1. Bir çeşit uygulama oluyordu yazdıkları.

1. Bir çeşit uygulama oluyordu yazdıkları.

3. Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi, kılgı, tatbik, ameliye, pratik

4. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Yürütüm


uygulamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata geçirmek, tatbik etmek

Örnek:

1. Nitekim bilge bunu açıkça söylemekle kalmaz, tamı tamına uygular da.

1. Nitekim bilge bunu açıkça söylemekle kalmaz, tamı tamına uygular da.

2. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Üst üste getirmek, üstüne koymak, tatbik etmek

Örnek:

1. İki üçgeni birbirine uygulamak.

1. İki üçgeni birbirine uygulamak.


uygulamalı

İlgili Kelimeler:

uygulamalı bilimler, uygulamalı dil bilimi, uygulamalı ruh bilimi, uygulamalı toplum bilimi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yalnız düşünce alanında kalmayıp işe dönüşen, kılgılı, kılgısal, kılgın, tatbikî, pratik, amelî, kuramsal karşıtı


uygulamalı bilimler
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygulamaya ağırlık veren bilim dalları


uygulamalı dil bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Dil biliminin uygulamalı araştırmaya yönelik bilim dalı


uygulamalı ruh bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Ruh biliminin insan üzerinde gerçekleştirmeye yönelik psikolojik araştırmalarını konu alan bilim dalı


uygulamalı toplum bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Toplum biliminin uygulamaya yönelik araştırma dalı


uygulanabilirlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılabilirlik


uygulanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygulanabilmek işi


uygulanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uygulanma ihtimali veya imkânı bulunmak


uygulanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygulanma işi


uygulanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygulanmak işi

Örnek:

1. Oysa bugün artık sahnede uygulanması olanak dışı hiçbir teknik yok.

1. Oysa bugün artık sahnede uygulanması olanak dışı hiçbir teknik yok.


uygulanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uygulama işine konu olmak

Örnek:

1. Müdür, emrinin tastamam uygulandığını duyarak memnun oldu.

1. Müdür, emrinin tastamam uygulandığını duyarak memnun oldu.


uygulatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygulatabilmek işi


uygulatabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Uygulatma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Uygulatma gücü bulunmak


uygulatılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygulatılmak işi


uygulatılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uygulatma işi yapılmak