Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tıntın
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Boş, bomboş

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bilgisiz, cahil


tip

İlgili Kelimeler:

astenik tip, piknik tip

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendinde toplayan örnek

Örnek:

1. Aynı yaşta, aynı tipte, aynı kuvvette iki güreşçi.

1. Aynı yaşta, aynı tipte, aynı kuvvette iki güreşçi.

2. Tür, çeşit

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , İlgi çekici, değişik (kimse)

Örnek:

1. Ne tip adam.

1. Ne tip adam.

4. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Hikâye, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî eserlerde kişi kadrosu içinde yer alan ve belli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kişi

Örnek:

1. Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını sergileyen tip: Bihruz Bey.

1. Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını sergileyen tip: Bihruz Bey.

5. tiyatro , tiyatro , tiyatro , tiyatro , Kendine özgü kişiliği olmayan, genellikle bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi


Lisan : Fransızca type

tıp

İlgili Kelimeler:

adli tıp, nükleer tıp

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hastalıkları iyileştirmek, hafifletmek veya önlemek amacıyla başvurulan teknik ve bilimsel çalışmaların tümü, tababet

Örnek:

1. Tıp öğrencileri morglarda katı kalpli olurlar.

1. Tıp öğrencileri morglarda katı kalpli olurlar.


Lisan : Arapça ṭibb

tıp tıp
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Küçük ve hafif bir biçimde

Örnek:

1. Yüreği tıp tıp atıyor. Su tıp tıp damlıyor.

1. Yüreği tıp tıp atıyor. Su tıp tıp damlıyor.


tıpa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tapa


Telaffuz : tı'pa

tıpalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tapalama


tıpalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tapalamak


tıpalanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tapalanma


tıpalanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tapalanmak


tıpalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tapalı


tıpasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tapasız


tıpatıp
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tastamam, eksiksiz, tamamen, her bakımdan uygun, birbirinin aynı bir biçimde, tıpkısının aynısı, aynısının tıpkısı, tıpkı tıpkısına, tıpkısı tıpkısına


Telaffuz : tı'patıp

tıpatıp uymak
Anlamı:

1. her yönüyle uygun olmak, benzemek

Örnek:

1. Amerikalı bir ailenin durumu nasıl oluyor da kendi durumuna tıpatıp uyuyordu?

1. Amerikalı bir ailenin durumu nasıl oluyor da kendi durumuna tıpatıp uyuyordu?


tipi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kar fırtınası

Örnek:

1. Onuncu gün tipi bastırınca adamların elleri aşırı soğuk nedeniyle madenî eşyalara yapışmaya başladı.

1. Onuncu gün tipi bastırınca adamların elleri aşırı soğuk nedeniyle madenî eşyalara yapışmaya başladı.


tıpı tıpına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tastamam, aynen

Örnek:

1. İşte bu kadın tıpı tıpına onun kapağındaki resme benziyordu.

1. İşte bu kadın tıpı tıpına onun kapağındaki resme benziyordu.


tipik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kimseyi veya nesneyi niteleyen, karakteristik

Örnek:

1. Pek tipik ve âdeta alametifarikalı bir kadını bulmak zor değildir.

1. Pek tipik ve âdeta alametifarikalı bir kadını bulmak zor değildir.

2. Çok özgün olan


Lisan : Fransızca typique

tipileme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tipilemek işi


tipilemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kar tipiye çevirmek


tipili
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kar fırtınalı

Örnek:

1. İstanbul'un tipili bir gününde öğle yemeğine çıkmış.

1. İstanbul'un tipili bir gününde öğle yemeğine çıkmış.


tıpır tıpır
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hafif ve düzenli biçimde ses çıkararak


tıpırdama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıpırdamak işi


tıpırdamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yürürken tıpır tıpır ses çıkarmak

2. Hafif hafif vurmak

Örnek:

1. Kuşun yüreği tıpırdıyor.

1. Kuşun yüreği tıpırdıyor.


tıpırdatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıpırdatmak işi


tıpırdatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yürürken veya parmakları bir yere vururken `tıpır tıpır` diye ses çıkarmak

Örnek:

1. Parmak uçlarını masanın üstünde tıpırdattı.

1. Parmak uçlarını masanın üstünde tıpırdattı.


tıpırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tıpırdayan bir şeyin çıkardığı sesin adı

Örnek:

1. Ürkek ayak tıpırtıları kesilip hepsi de çıktıktan sonra Küçük Ağa belli belirsiz 'of' çekerek doğruldu.

1. Ürkek ayak tıpırtıları kesilip hepsi de çıktıktan sonra Küçük Ağa belli belirsiz 'of' çekerek doğruldu.