Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
teraslamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sekilemek


teraslanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sekilenme


teraslanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sekilenmek


teravi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 teravih


teravih

İlgili Kelimeler:

teravih namazı

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Ramazan ayı boyunca, yatsı namazından sonra kılınan namaz, teravih namazı

Örnek:

1. Bu ramazan gecesi, teravih kılınırken çarşıdan geçtik.

1. Bu ramazan gecesi, teravih kılınırken çarşıdan geçtik.


Lisan : Arapça terāvīḥ

Telaffuz : tera:vih

teravih namazı
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Teravih


terazi

İlgili Kelimeler:

yaylı terazi, kuyumcu terazisi, su terazisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan

2. Elektronik tartma aracı

3. İp cambazlarının dengeyi sağlamak için kullandıkları uzun sırık

4. teknik , teknik , teknik , teknik , Su terazisi

5. spor , spor , spor , spor , Vücudun, asılarak veya dayanarak yere paralel bulunduğu denge duruşu


Lisan : Farsça terāzū

Telaffuz : tera:zi

Terazi
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Zodyak üzerinde Başakla Akrep arasında bulunan takımyıldızın adı


Özel: Evet

Lisan : Farsça terāzū

Telaffuz : tera:zi

terazileme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Terazilemek işi


terazilemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Cambazlıkta kol veya sırık yardımıyla denge sağlamak

2. Bir şeyin ağırlığını elle yoklamak


terazilenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Terazilenmek durumu


terazilenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dengelenmek

2. Düşmemek için dengeyi korumak

Örnek:

1. Sonra beyaz bir maşlahla o hanım ve arkasında bir zenci kız ince iskeleden terazileniyor, yaylanıyor gibi geçiyorlar.

1. Sonra beyaz bir maşlahla o hanım ve arkasında bir zenci kız ince iskeleden terazileniyor, yaylanıyor gibi geçiyorlar.


teraziye vurmak
Anlamı:

1. iyice tartarak düşünmek


terbi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dördün

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Dörtleme


Lisan : Arapça terbīʿ

Telaffuz : terbi:

terbiye

İlgili Kelimeler:

beden terbiyesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğitim

Örnek:

1. Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler.

1. Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler.

2. Görgü

Örnek:

1. Davudi sesi, şetareti, terbiyesi kendisini hem kadınlara hem erkeklere sevdirmişti.

1. Davudi sesi, şetareti, terbiyesi kendisini hem kadınlara hem erkeklere sevdirmişti.

3. Bazı yemeklerin suyunu türlü yollarla koyulaştırma

4. Eti, pişirmeden önce çeşitli baharatlar, yağ, salça vb. şeyler içinde bir süre bekletme

5. Hayvanı alıştırma

Örnek:

1. Sessiz sinema filminde bir yabani atın terbiye sahnesi gösteriliyordu.

1. Sessiz sinema filminde bir yabani atın terbiye sahnesi gösteriliyordu.


Lisan : Arapça terbiye

terbiye
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Araba hayvanlarının dizginleri


terbiye almak (veya görmek)
Anlamı:

1. belli bir eğitimle, görgüyle yetişmek

Örnek:

1. Allah rahmet eyleye, ben terbiyemi anamdan aldım.

1. Allah rahmet eyleye, ben terbiyemi anamdan aldım.


Ön Takı : (birinden)

terbiye etmek
Anlamı:

1. eğitmek

2. tabaklamak

3. et vb. maddeleri yumuşaması için belirli şeylerin içinde bir süre bekletmek

4. çorba vb. yemeklere yoğunlaşması ve daha çok lezzetli duruma gelmesi için süt, yumurta vb. katmak


terbiyece
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Terbiye bakımından

Örnek:

1. Kafaca, ruhça, zevkçe, terbiyece eski adam diyebileceğimiz bir örnek alınız.

1. Kafaca, ruhça, zevkçe, terbiyece eski adam diyebileceğimiz bir örnek alınız.


terbiyeci
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Eğitimci

Örnek:

1. Kumandandan, Halide Hanım'la onun beğeneceği birkaç Türk terbiyecisinin Şam'a gelmeleri için uğraşmalarını tavsiye eden bir telgraf aldım.

1. Kumandandan, Halide Hanım'la onun beğeneceği birkaç Türk terbiyecisinin Şam'a gelmeleri için uğraşmalarını tavsiye eden bir telgraf aldım.


terbiyecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğitimcilik


terbiyeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Terbiyelemek işi


terbiyelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Eğitmek

2. Çeşitli katkı maddeleriyle yemeği lezzetli duruma getirmek

Örnek:

1. Yemeği baharatlarla terbiyeledi.

1. Yemeği baharatlarla terbiyeledi.


terbiyeli

İlgili Kelimeler:

terbiyeli çorba, terbiyeli köfte

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Topluluk kurallarına uygun olarak davranan, müeddep

Örnek:

1. Mamafih çok kibar, terbiyeli, nazlı ve vakur bir kadın.

1. Mamafih çok kibar, terbiyeli, nazlı ve vakur bir kadın.

2. Terbiye işlemi yapılmış (yemek)


terbiyeli çorba
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli katkı maddeleriyle lezzetli hâle getirilen çorba