Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tepmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hayvan, ayağıyla vurmak

2. Üzerine basarak sıkıştırmak

Örnek:

1. Yünleri çuvala tepmek.

1. Yünleri çuvala tepmek.

3. Çokça yürümek

Örnek:

1. Bu topraklı yolları tepmeden oraya varmak zordur.

1. Bu topraklı yolları tepmeden oraya varmak zordur.

4. Silah ateşlendiğinde arkaya baskı yapmak

Örnek:

1. Tüfek geri tepti, omzunu incitti.

1. Tüfek geri tepti, omzunu incitti.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değerini anlamamak veya kestirememek, geri çevirmek

Örnek:

1. Gelmiş buraya, başını sokacak, ekmeğini kazanacak bir yer bulmuş, hiç bunu teper mi?

1. Gelmiş buraya, başını sokacak, ekmeğini kazanacak bir yer bulmuş, hiç bunu teper mi?

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yeniden ortaya çıkmak, tazelenmek, depreşmek

Örnek:

1. Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır fakat akşam oldu mu derdi teper.

1. Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır fakat akşam oldu mu derdi teper.


tepserme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tepsermek işi


tepsermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Kuruyup çatlamak

Örnek:

1. Astar düzgün değilse tepserir boya / Islak duvarlar gibi dökülür pul pul

1. Astar düzgün değilse tepserir boya / Islak duvarlar gibi dökülür pul pul


tepsi

İlgili Kelimeler:

kahve tepsisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fincan, tabak, bardak vb. şeyleri taşımaya yarayan, derinliği olmayan, türlü büyüklükte düz kap

2. İçinde börek, tatlı vb. pişirmeye yarayan, az derin, geniş, düz kap

Örnek:

1. Bir küçük çırak, koltuğunda pasta dolu bir tepsiyle dışarı çıktı.

1. Bir küçük çırak, koltuğunda pasta dolu bir tepsiyle dışarı çıktı.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kap biçiminde olan

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir kabın alabileceği miktarda olan

Örnek:

1. İki tepsi börek.

1. İki tepsi börek.


teptim keçe oldu, sivrilttim külah oldu
Anlamı:

1. bir şeyi işine geldiği gibi gösterenler veya yorumlayanlar için söylenen bir söz


ter

İlgili Kelimeler:

ter bezi, alın teri, ayak teri, ecel teri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Derinin gözeneklerinden sızan, kendine özgü bir kokusu olan, yapışkan, renksiz, tuzlu sıvı, arak (I)

Örnek:

1. O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi.

1. O kadar sırsıklam ter içinde idi ki cesaret edemedi.


ter alıştırmak
Anlamı:

1. terinin biraz kurumasını beklemek


ter atmak
Anlamı:

1. vücudu rahatlatmak amacıyla aşırı derecede terlemek

Örnek:

1. Göbek taşında ter atarken bunaldı.

1. Göbek taşında ter atarken bunaldı.


ter basmak
Anlamı:

1. sıkıntı veya heyecandan dolayı çok terlemek


ter bezi
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Derinin içinde bulunan ve ter salgılayan bez


ter boşanmak
Anlamı:

1. hastalık, sıkıntı veya heyecandan dolayı çok terlemek


ter dökmek
Anlamı:

1. çok terlemek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir iş yapmak için zahmet çekmek

Örnek:

1. Erenköy yollarına ne kadar ter döktüğümü bilemezsin.

1. Erenköy yollarına ne kadar ter döktüğümü bilemezsin.


ter ter
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Direnmek, istememek, inat etmek, sinirlenmek` anlamlarındaki ter ter tepinmek deyiminde geçen bir söz

Örnek:

1. Beybabamı isterim, beybabamı isterim, diye ter ter tepiniyordum.

1. Beybabamı isterim, beybabamı isterim, diye ter ter tepiniyordum.


terakki
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İlerleme, yükselme, gelişme

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , İlerleme


Lisan : Arapça teraḳḳī

Telaffuz : terakki:

terakki etmek
Anlamı:

1. ilerlemek

Örnek:

1. Velhasılıkelam, spor terakki ediyor bizde!

1. Velhasılıkelam, spor terakki ediyor bizde!


terakki göstermek
Anlamı:

1. geliştiğini, ilerlediğini ortaya koymak

Örnek:

1. Hususi surette aldığı şan derslerinde büyük terakkiler göstermiş.

1. Hususi surette aldığı şan derslerinde büyük terakkiler göstermiş.


terakkiperver
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İlerici


Lisan : Arapça teraḳḳī + Farsça -perver

Telaffuz : terakki:perver

terakkiperverlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlericilik


teraküm
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Birikme, yığılma


Lisan : Arapça terākum

Telaffuz : tera:küm

teraküm etmek
Anlamı:

1. birikmek, yığılmak


terane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , müzik , müzik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , müzik , müzik , Ezgi, makam, nağme

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz

Örnek:

1. Bu teraneleri çok işittik.

1. Bu teraneleri çok işittik.


Lisan : Farsça terāne

Telaffuz : tera:ne

terapi

İlgili Kelimeler:

aromaterapi, fizyoterapi, hidroterapi, kemoterapi, radyoterapi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tedavi


Lisan : Fransızca thérapie

terapist
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tedavici


Lisan : Fransızca thérapist

teras
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça

Örnek:

1. Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı.

1. Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı.

2. Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş

3. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Seki


Lisan : Fransızca terrasse

teraslama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sekileme