tepmek

fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hayvan, ayağıyla vurmak

2. Üzerine basarak sıkıştırmak

Örnek:

1. Yünleri çuvala tepmek.

1. Yünleri çuvala tepmek.

3. Çokça yürümek

Örnek:

1. Bu topraklı yolları tepmeden oraya varmak zordur.

1. Bu topraklı yolları tepmeden oraya varmak zordur.

4. Silah ateşlendiğinde arkaya baskı yapmak

Örnek:

1. Tüfek geri tepti, omzunu incitti.

1. Tüfek geri tepti, omzunu incitti.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Değerini anlamamak veya kestirememek, geri çevirmek

Örnek:

1. Gelmiş buraya, başını sokacak, ekmeğini kazanacak bir yer bulmuş, hiç bunu teper mi?

1. Gelmiş buraya, başını sokacak, ekmeğini kazanacak bir yer bulmuş, hiç bunu teper mi?

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yeniden ortaya çıkmak, tazelenmek, depreşmek

Örnek:

1. Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır fakat akşam oldu mu derdi teper.

1. Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır fakat akşam oldu mu derdi teper.