92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Ev, iş yeri vb. yerlerde ücret karşılığı temizlik işleri yapan kadın
1. isim , isim , isim , isim , Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma
1. Bütün temkin ve vakarını kaybedip konuşanlara sokuldu.
1. Bütün temkin ve vakarını kaybedip konuşanlara sokuldu.
Lisan : Arapça temkīn
Telaffuz : temki:ni
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Davranışlarında ölçülü olan
1. Temkinli, ağır hareketler hoş görülüyor, daha tesir yapıyordu.
1. Temkinli, ağır hareketler hoş görülüyor, daha tesir yapıyordu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Temkinli olarak, temkinli bir biçimde
1. Temkinlice bir iki damla da ağladı.
1. Temkinlice bir iki damla da ağladı.
Telaffuz : temkinli'ce
1. isim , isim , isim , isim , Temkinli olma durumu
1. Temkinliliği elden bırakmamak gerekiyordu.
1. Temkinliliği elden bırakmamak gerekiyordu.
temlikname
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Mülk olarak verme
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Bir hakkın diğer bir kimseye geçirilmesi
Lisan : Arapça temlīk
Telaffuz : temli:ki
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir hakkın diğer bir kimseye geçirildiğini gösteren belge
Lisan : Arapça temlīk + Farsça nāme
Telaffuz : temlikna:me
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Bir müzik parçasındaki bölümlerin hızı
1. Bu melodinin temposu çok ağır, biraz daha hızlı çalınmalı.
1. Bu melodinin temposu çok ağır, biraz daha hızlı çalınmalı.
2. müzik , müzik , müzik , müzik , Ölçünün ayrılmış olduğu zamanlardan her biri, vuruş
3. spor , spor , spor , spor , Vücut alıştırmalarının belirli süre içinde tekrarlanma hızı
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gidiş, ilerleyiş, gelişme hızı, tarz
1. Maiyetindekiler onun çalışma temposuna yetişemezlerdi.
1. Maiyetindekiler onun çalışma temposuna yetişemezlerdi.
Lisan : İtalyanca tempo
Telaffuz : te'mpo
1. el çırparak veya el ve ayaklarını bir yere vurarak bir müziğe eşlik etmek
1. Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz.
1. Parmaklarımızla masanın tahtasında tempo tutuyoruz.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Temposu olan
1. Acayip ve tempolu bir ses geliyor.
1. Acayip ve tempolu bir ses geliyor.
2. Temposu hızlı olan
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , spor , spor , isim , isim , eskimiş , eskimiş , spor , spor , Cirit ucu
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Alıştırma
1. Bir zamanlar ben de nefsimi köreltmek için benliğimin burnunu kıracak böyle temrinler yapardım.
1. Bir zamanlar ben de nefsimi köreltmek için benliğimin burnunu kıracak böyle temrinler yapardım.
Lisan : Arapça temrīn
Telaffuz : temri:ni
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Deride yer yer küme durumundaki birtakım kabartılarla kendini gösteren hastalık
2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Kara yosunu
nispi temsil, söz temsili
1. isim , isim , isim , isim , Birinin veya bir topluluğun adına davranma
2. Oyun
1. Böyle olmakla beraber, gerek orta oyununun gerek tuluatın köylü temsilleri ile bir münasebeti olsa gerek.
1. Böyle olmakla beraber, gerek orta oyununun gerek tuluatın köylü temsilleri ile bir münasebeti olsa gerek.
3. edat , edat , halk ağzında , halk ağzında , edat , edat , halk ağzında , halk ağzında , Söz gelişi
4. eskimiş , eskimiş , biyoloji , biyoloji , eskimiş , eskimiş , biyoloji , biyoloji , Özümleme
Lisan : Arapça tems̱īl
1. hak ve görev bakımından bir kimse veya topluluğun adına davranmak
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.
2. bir eseri sahnede oynamak
1. Ayağa kalktı, ezberlediği bir sahneyi temsil etti.
1. Ayağa kalktı, ezberlediği bir sahneyi temsil etti.
3. belirgin özellikleriyle yansıtmak, sembolü olmak
1. İstanbul halkını, bilgisini, becerikliliğini siz temsil ediyorsunuz.
1. İstanbul halkını, bilgisini, becerikliliğini siz temsil ediyorsunuz.
1. isim , isim , isim , isim , Hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranan kimse, mümessil
1. Demokrasinin en basit ve en açık tarifi halkın kendi temsilcilerini gizli oy ile seçmesidir.
1. Demokrasinin en basit ve en açık tarifi halkın kendi temsilcilerini gizli oy ile seçmesidir.
2. Benzerlerine örnek olan kimse veya şey
1. Toplumumuzda çizgileri belirlenmiş bir tipin temsilcisiydi.
1. Toplumumuzda çizgileri belirlenmiş bir tipin temsilcisiydi.
3. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Aracı olarak başkasına mal satmakla görevlendirilen ve çoğunlukla yasal çalışma yeri ve elinde malı olmayan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Hak ve görev bakımından birinin veya bir topluluğun adına davranma görevi
2. Temsilcinin makamı ve görevi, mümessillik
temsilî istiare, temsilî resim
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bir şeyi göz önünde canlandıran, temsille ilgili
Lisan : Arapça tems̱īlī
Telaffuz : temsi:li: