Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
taş çatlasa
Anlamı:

1. bütün olanakların kullanılmış olmasına karşın

Örnek:

1. Bunlardan en iyisini taş çatlasa konakta iki aydan fazla tutamazdı.

1. Bunlardan en iyisini taş çatlasa konakta iki aydan fazla tutamazdı.

2. ne olursa olsun

3. en fazla

Örnek:

1. Taş çatlasa otuz yaşlarında görünen genç kadın yanındaki boş yere oturmuştu.

1. Taş çatlasa otuz yaşlarında görünen genç kadın yanındaki boş yere oturmuştu.


taş çıkarmak (veya çıkartmak)
Anlamı:

1. biri ötekinden özellik, yetenek vb. bakımından üstün olmak

Örnek:

1. Zaten yol boyunca hem lezzetli hem de buzdolabına taş çıkartacak sulardan geçeceğiz.

1. Zaten yol boyunca hem lezzetli hem de buzdolabına taş çıkartacak sulardan geçeceğiz.


Ön Takı : (birine veya bir şeye)

Taş Devri

İlgili Kelimeler:

Cilalı Taş Devri, Yontma Taş Devri

Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , İnsanın ortaya çıkışı ve taştan araçlar yapmasından başlayarak kalkolitiğin sonuna kadar geçen tarih öncesi dönem

Örnek:

1. İçimde Taş Devri'nde yaşayan dedelerimin toprağa, suya, ateşe ve kokuya, bağsız, doğrudan doğruya bağlanışlarının tohumları filizlendi gene.

1. İçimde Taş Devri'nde yaşayan dedelerimin toprağa, suya, ateşe ve kokuya, bağsız, doğrudan doğruya bağlanışlarının tohumları filizlendi gene.


Özel: Evet

taş dolgu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taş ile yapılmış dolgu


taş döşeme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geniş yüzeyli taşlarla yapılmış döşeme


taş düşürmek
Anlamı:

1. böbrekte oluşan kum ve taşları vücuttan atmak


taş ekmek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçi taş döşeli fırında pişmiş olan ekmek


taş fırın
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kara fırın


tas gibi
Anlamı:

1. saçsız, dazlak

2. çok düz, açık

3. ayan beyan ortada olan


taş gibi
Anlamı:

1. çok sert, çok katı

2. çok sağlam

3. hareketsiz

Örnek:

1. Bütün galeyanı, bu taş gibi karşısında oturan, her an fırlayacak adam önünde tavsadı.

1. Bütün galeyanı, bu taş gibi karşısında oturan, her an fırlayacak adam önünde tavsadı.

4. vücudu diri, taze (kadın)


taş iliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşların yapraklar durumunda ayrılmasını sağlayan ara katmanı


taş kafa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kafası sağlam, dayanıklı kimse

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kalın kafalı olan kimse


taş kalpli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Merhametsiz

Örnek:

1. Niçin diye sormadım çünkü o, benim kadar taş kalpli değildi.

1. Niçin diye sormadım çünkü o, benim kadar taş kalpli değildi.


taş kalplilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Merhametsizlik


tas kebabı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yağsız kuşbaşı etlerin üzerine tas kapatılıp pirinç, soğan, patates vb. malzeme ile hazırlanan bir yemek türü

2. İnce doğranmış soğanın kuşbaşı etle salça, karabiber ve patatesle birlikte kısık ateşte pişirilmesi ile hazırlanan bir yemek türü


taş kesilmek
Anlamı:

1. çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilememek, sesini çıkaramaz olmak

Örnek:

1. Salonun içinde kimse kımıldayamadı. Hepsi olduğu yerde dondu. Taş kesildi.

1. Salonun içinde kimse kımıldayamadı. Hepsi olduğu yerde dondu. Taş kesildi.


taş kırdırmak
Anlamı:

1. böbrek taşlarını çeşitli yollarla parçalara ayırarak vücuttan atmak


taş kömürü
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Jeolojik dönemler boyunca dönüşüme uğrayarak büyük bir kalori gücü kazanan, bitki fosillerinden oluşan doğal yakıt, maden kömürü

Örnek:

1. Kara elmas sözü de taş kömürüne alem olmuştur.

1. Kara elmas sözü de taş kömürüne alem olmuştur.


taş koymak
Anlamı:

1. engelleyecek biçimde davranmak

Örnek:

1. Damadım hakkında kötü şeyler düşünmeni, bu işe taş koymanı istemiyorum.

1. Damadım hakkında kötü şeyler düşünmeni, bu işe taş koymanı istemiyorum.


taş küre
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Taş yuvarı


taş levreği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gölge balığı


taş mantarı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir tür mantar


taş nanesi
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yüksekliği 10-50 santimetre olan, tüylü ve çok yıllık bir bitki (Micromeria fruticosa)


taş ocağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapı işlerinde kullanılacak taşların çıkarıldığı yer

Örnek:

1. Mühendislerin keşfine göre, taş ocağı olarak işletilirse yirmi senede dümdüz olabilirmiş.

1. Mühendislerin keşfine göre, taş ocağı olarak işletilirse yirmi senede dümdüz olabilirmiş.


taş pamuğu
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Asbest