92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Tanıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Birbirini tanımayanların tanışmasını sağlamak, tanıtmak, takdim etmek
1. Seni rastgele bir yabancı ile tanıştıramam, bilirsin.
1. Seni rastgele bir yabancı ile tanıştıramam, bilirsin.
1. isim , isim , isim , isim , Tanıtlamaya yarayan belge veya herhangi bir şey, beyyine, hüccet
2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Öne sürülen bir şeyin doğruluğunu göstermede izlenen düşünce süreci
1. -i , -i , -i , -i , Tanıtma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Tanıtma becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , İletişim araçları yoluyla tanıtma işi
2. Duvar duyurusu
tanıtıcı reklam
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tanıtma işini yapan, tanıtan
1. Tanıtıcı yayınlar.
1. Tanıtıcı yayınlar.
2. isim , isim , isim , isim , Piyasaya yeni çıkarılmış ilaç, kitap vb. şeyleri tanıtan kimse, propagandist
1. isim , isim , isim , isim , Tanıtılacak ürünün kullanımını ve etkilerini değişik ögeler yardımıyla ayrıntılı olarak haber biçiminde anlatan reklam
1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Tanıtılma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. -e , -e , -e , -e , Tanıtma işine konu olmak, takdim edilmek
1. Ona tanıtılmak için bebekler lokantaya kadar iniyorlar, takdim olunuyorlar.
1. Ona tanıtılmak için bebekler lokantaya kadar iniyorlar, takdim olunuyorlar.
tanıtım gösterisi
1. isim , isim , isim , isim , Tanıtma işi, lansman
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılan sunum, demonstrasyon, demo
1. isim , isim , isim , isim , Tanıtlamak işi, ispatlama
1. Öyle güçlü romanlar yazılmıştır ki Türk toplumunun kültür düzeyinin, sanılanın çok üstünde bir yerde olduğunu tanıtlamaya yeter.
1. Öyle güçlü romanlar yazılmıştır ki Türk toplumunun kültür düzeyinin, sanılanın çok üstünde bir yerde olduğunu tanıtlamaya yeter.
2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Öne sürülen bir iddianın doğruluğunu mantıksal yöntemle gösterme
1. -i , -i , -i , -i , Bir iddianın gerçekliğini inkâr edilmeyecek bir kesinlikle göstermek, ispatlamak
2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Muhakeme etme yoluyla veya tanık göstererek bir şeyin doğruluğunu ortaya koymak