92406 kayıt bulundu.
1. kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak
1. Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten.
1. Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten.
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Çirkin yüzlü (kimse)
1. birine karşı küskün durmak, asık yüzlü olmak
1. Şimdi ters yüzü eve dönsek çocuklar ağlar, bayan surat eder.
1. Şimdi ters yüzü eve dönsek çocuklar ağlar, bayan surat eder.
1. utanmaz duruma gelmek
1. İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı.
1. İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı.
1. isim , isim , isim , isim , Hat üzerinde belli duraklarda duran, her yerde durmayan tren
1. Şimalî Avrupa'dan gelen sürat katarını parçalamak istemişlerdi.
1. Şimalî Avrupa'dan gelen sürat katarını parçalamak istemişlerdi.
1. asık suratlı, kimseye gülmeyen, suskun duran
2. utanması, sıkılması olmayan kimseler için kullanılan bir söz
1. Onda surat mahkeme duvarı, tükürsem yağmur yağıyor sanacak.
1. Onda surat mahkeme duvarı, tükürsem yağmur yağıyor sanacak.
1. öfkelenmek, kızmak ve somurtmak
1. Hemen suratları bir karış asılır, ona bir sövüp saymadıkları kalır.
1. Hemen suratları bir karış asılır, ona bir sövüp saymadıkları kalır.
1. `utanması, sıkılması kalmamış` anlamında kullanılan bir söz
1. öfke veya küskünlükten ileri gelen can sıkıntısıyla suratı asık olmak
1. yüzüne memnun olmadığını belirten bir anlam vermek
1. İşte ilmin, âlimin kıymeti bilinmeye başladı diye suratımı ekşittim.
1. İşte ilmin, âlimin kıymeti bilinmeye başladı diye suratımı ekşittim.
2. Ben suratımı buruşturdukça, bir yaz öğlesinde yarı açık kalmış bir musluktan akarak ak mermer bir yalakta şarkı söyleyen serin bir su gibi gülsün o!
2. Ben suratımı buruşturdukça, bir yaz öğlesinde yarı açık kalmış bir musluktan akarak ak mermer bir yalakta şarkı söyleyen serin bir su gibi gülsün o!
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çabucak
1. Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor.
1. Adam, acele adımlarla tekrar geri dönüyor, süratle merdivenlerden iniyor.
Telaffuz : süra'tle
kösele suratlı, meşin suratlı, muşmula suratlı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yüzü ...-yı andıran
1. Hatta bu kararlı ve aceleci hâliyle katil suratlı kahveciyi ürkütmeyi başardığı bile söylenebilirdi.
1. Hatta bu kararlı ve aceleci hâliyle katil suratlı kahveciyi ürkütmeyi başardığı bile söylenebilirdi.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çabuk hareketlenen, çabuk giden, çabuk işleyen, hızlı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Somurtkan
2. Çirkin
1. Gülsüm adında, suratsız, yelloz bir kız bulmuştu.
1. Gülsüm adında, suratsız, yelloz bir kız bulmuştu.
3. Aksi, huysuz