Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sünnetsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sünnetsiz olma durumu


Sünni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sünnet ehlinden olan kimse


Özel: Evet

Lisan : Arapça sunnī

Telaffuz : sünni:

Sünnilik
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Kur'an'a ve Hz. Muhammed'in sünnetlerine göre davranmayı en doğru ve tek yol sayan, Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbeli mezhepleri


Özel: Evet

sunta
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doğramacılıkta kereste olarak kullanılan, sıkıştırılmış talaş ve yongadan yapılan tahta


Lisan : Arapça ṣunʿī + Farsça taḫte

Telaffuz : su'nta

suntıraç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nalbantların, nallanacak hayvanın tırnağını keserken kullandıkları keskin araç

2. Saraçların derilere yiv açmakta kullandıkları, metalden U biçimindeki araç


Lisan : Farsça sumterāş

sunturlu

İlgili Kelimeler:

sunturlu küfür

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaman, adamakıllı, dehşetli

Örnek:

1. Çorbaya herkesten önce daldığı için annesinden sunturlu bir azar işitiyor.

1. Çorbaya herkesten önce daldığı için annesinden sunturlu bir azar işitiyor.

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Gösterişli, görkemli

Örnek:

1. Nasıl, şimdi sizin falcıların içinde de böyle sunturlusu var mı?

1. Nasıl, şimdi sizin falcıların içinde de böyle sunturlusu var mı?


sunturlu küfür
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çok kötü, berbat, ağza alınmaz söz

Örnek:

1. Odasına girip kapısını çekince Binbaşı Ferit sövüp saymaya başladı hem de sunturlu küfürler.

1. Odasına girip kapısını çekince Binbaşı Ferit sövüp saymaya başladı hem de sunturlu küfürler.


sunu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sunulan şey

Örnek:

1. İlk Çağın insanları sunu niyetine öd ağacı gibi, günlük gibi güzel koku saçan bitkiler yakarlardı.

1. İlk Çağın insanları sunu niyetine öd ağacı gibi, günlük gibi güzel koku saçan bitkiler yakarlardı.

2. Ön söz, takdim

3. Arz


şunu bunu
Anlamı:

1. çeşitli nesneleri

Örnek:

1. Hacı'dan gereken şunu bunu alarak toprağın şu parçasını, o parçasını rehin verdik.

1. Hacı'dan gereken şunu bunu alarak toprağın şu parçasını, o parçasını rehin verdik.


şunu bunu bilmemek
Anlamı:

1. itiraz dinlememek, mazeret kabul etmemek


sunu ve istem
Anlamı:

1. arz talep


sunucu

İlgili Kelimeler:

ana haber sunucusu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı sunan, açıklayan kimse, takdimci, anonsör

2. bilişim , bilişim , bilişim , bilişim , Bir ağda diğer kullanıcılar tarafından erişilen kaynakları barındıran bilgisayar


sunuculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sunucunun işi ve görevi


sunulabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sunulabilmek işi


sunulabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sunulma ihtimali veya imkânı bulunmak


sunulma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sunulmak işi


sunulmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sunma işine konu olmak veya sunma işi yapılmak


sunuluş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sunulma işi


sunum
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sunma işi

2. Bir bildirinin çeşitli yollarla dinleyenlere aktarılması

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Lokma, parça


şunun bunun
Anlamı:

1. herkesin, el âlemin

Örnek:

1. Başlarını dinlerler, kumru gibi yuvalarında oturur, şunun bunun aleyhinde konuşmazlar.

1. Başlarını dinlerler, kumru gibi yuvalarında oturur, şunun bunun aleyhinde konuşmazlar.

2. kimliği belli olmayanın, adı sanı bilinmeyenin

Örnek:

1. Çiftliği her zamanki gibi şunun bunun elinde unutulmuş buldu.

1. Çiftliği her zamanki gibi şunun bunun elinde unutulmuş buldu.


şunun şurası
Anlamı:

1. küçümseme, azımsama anlatan bir söz

Örnek:

1. Bir incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerle şunun şurasında ne var ki ağzımızın tadını kaçırıyorsunuz?

1. Bir incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerle şunun şurasında ne var ki ağzımızın tadını kaçırıyorsunuz?


sunuş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sunma işi

Örnek:

1. Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi.

1. Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi.

2. Büyüklere söylenilen söz, maruzat

3. Ön söz


sunuverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sunuvermek işi


sunuvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fırsat bulup sunmak


Telaffuz : sunu'vermek

suoku
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Suokugillerden, bataklık bölgelerde ve su kenarlarında yetişen, kök sapları tazeyken acımtırak olan, kurutulduğunda yenebilen küçük bir bitki (Sagitteria)


Telaffuz : su'oku