92406 kayıt bulundu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Soluk alıp vermek, teneffüs etmek
solunum aygıtı, solunum sistemi, solunum yetmezliği, aerobik solunum, suni solunum, yapay solunum
1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Bütün canlılarda, oksijen alıp karbondioksit verme biçiminde görülen hareket, teneffüs
2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitkilerde geceleri oksijen alıp karbondioksit verme, gündüzleri ise karbondioksit alıp oksijen verme biçiminde görülen hareket
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Solunum sistemi
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Organizmada solunumu sağlayan organların tümü, solunum aygıtı
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Herhangi bir nedenle solunum işlevinin yetersiz olması veya yaşamın devamı için gerekli olan oksijenin vücuda alınamaması
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Özellikle lastikleri yapıştırmakta kullanılan koyu, yapışkan madde
2. Eriyik
Lisan : Fransızca solution
1. -i , -i , -i , -i , Solumasına sebep olmak
1. Bu yokuş beni soluttu.
1. Bu yokuş beni soluttu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Soluma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Yukarıdaysa cennet gibi hava. Hem de boylu boyunca dimdik durarak hava soluyabiliyordum.
1. Yukarıdaysa cennet gibi hava. Hem de boylu boyunca dimdik durarak hava soluyabiliyordum.
2. Solumaya gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Soluma işi
1. Burnundan soluyordu ve koca sofada sadece bu soluyuşlar işitiliyordu.
1. Burnundan soluyordu ve koca sofada sadece bu soluyuşlar işitiliyordu.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Somon balığı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan, masif
1. Köşk, som gümüş bir parmaklıkla ikiye bölünmüştür.
1. Köşk, som gümüş bir parmaklıkla ikiye bölünmüştür.
2. Katışıksız
şom ağızlı
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Uğursuz
Lisan : Farsça şūm
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Sürekli kötü şeylerden söz eden ve sözlerinin uğursuzluk getireceğinden korkulan (kimse), ağzı kara
1. Yoksa kara haberle mi gelirsiniz, şom ağızlı kadınlar?
1. Yoksa kara haberle mi gelirsiniz, şom ağızlı kadınlar?
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Cinsiyet hücreleri dışında, vücut hücrelerinin tümü
Lisan : Rumca
Telaffuz : so'ma
1. isim , isim , isim , isim , Manisa iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : so'ma
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Hayvanlarda yüzün çıkıntılı ve az çok sivri olan ön bölümü
2. Taneleri alınmış mısır koçanı
1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Kızıl veya yeşil renkte, damarlı ve çok sert bir porfir türü mermer
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu mermerden yapılmış
1. Az sonra kraliçenin yeşil somaki banyosunda idim.
1. Az sonra kraliçenin yeşil somaki banyosunda idim.
Lisan : Arapça summāḳī