Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sızıldanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Mızırdanmak


sızılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sızısı olan

Örnek:

1. Yazıya geçirmiş olduğu dinmez sızılı aşkı okudukça kendi hayatlarımızın belki başka bir rüyada solumaya koyulduklarını hissediyoruz.

1. Yazıya geçirmiş olduğu dinmez sızılı aşkı okudukça kendi hayatlarımızın belki başka bir rüyada solumaya koyulduklarını hissediyoruz.


sızılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızılmak işi


sızılmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sızma işi yapılmak

Örnek:

1. Kendi ırzımdan şüphem var, bu çocuktan yok. Maşallah sızılmış altın gibi buldum, dedi.

1. Kendi ırzımdan şüphem var, bu çocuktan yok. Maşallah sızılmış altın gibi buldum, dedi.


sızıltı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızlanma, yakınma, şekva, şikâyet

Örnek:

1. Bizim Aksaray kahveleri bu inilti ve sızıltı ile akşama kadar sızlıyor.

1. Bizim Aksaray kahveleri bu inilti ve sızıltı ile akşama kadar sızlıyor.

2. Hoşnutsuzluk


sızıltısız
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sızlanmadan, yakınmadan

Örnek:

1. Her zora katlanıp ne yapılsa sızıltısız rıza gösterdiğinden dolayı Emine'ye Yanık Emine derlerdi.

1. Her zora katlanıp ne yapılsa sızıltısız rıza gösterdiğinden dolayı Emine'ye Yanık Emine derlerdi.


sızım sızım
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , `Aşırı derecede sızlamak, çok sızlamak` anlamındaki sızım sızım sızlamak, `çok sızlanmak` anlamındaki sızım sızım sızlanmak deyimlerinde geçen bir söz


sizinki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sizin olan, sizinle ilgili olan

2. zamir , zamir , alay yollu , alay yollu , zamir , zamir , alay yollu , alay yollu , Yakın çevrede olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz


sızıntı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızan şey

Örnek:

1. Bu testinin çatlağı hiçbir sızıntı göstermemişti.

1. Bu testinin çatlağı hiçbir sızıntı göstermemişti.

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Deri veya mukozada beliren sıvı, akıntı


sızıntılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sızıntı yapan (hastalık)


sızıp kalmak
Anlamı:

1. çok içki içip veya çok yorulup uyuyakalmak

Örnek:

1. Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede.

1. Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede.


sızırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızırmak işi


sızırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sızdırmak, süzmek


sızış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızma işi


sızısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sızısı olmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sızı olmaksızın

Örnek:

1. Kim bilir, belki bir mucize olur ve ağrıyan dişleri ya kendi kendine ağızlarının içine düşüverir ya ağrısız, sızısız kendiliğinden doluverir.

1. Kim bilir, belki bir mucize olur ve ağrıyan dişleri ya kendi kendine ağızlarının içine düşüverir ya ağrısız, sızısız kendiliğinden doluverir.


sızıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızıvermek işi


sızıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak sızmak


Telaffuz : sızı'vermek

sızlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızlamak işi


sızlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hafifçe ağrımak

Örnek:

1. Kafa kemiklerine varıncaya kadar her yanı sızlıyordu.

1. Kafa kemiklerine varıncaya kadar her yanı sızlıyordu.

2. Yakınmak

Örnek:

1. Ağladı, sızladı.

1. Ağladı, sızladı.


sızlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızlanma işi


sızlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızlanmak işi, yakınmak, şikâyet, şekva, tazallüm

Örnek:

1. Sonra karısının, para yetiştiremiyorum diye sızlanmasını hatırladı.

1. Sonra karısının, para yetiştiremiyorum diye sızlanmasını hatırladı.


sızlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallüm etmek

Örnek:

1. Yandaki evin gelini geceleri sabahlara kadar, sabahtan da akşama kadar sızlanıyordu.

1. Yandaki evin gelini geceleri sabahlara kadar, sabahtan da akşama kadar sızlanıyordu.


sızlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızlatmak işi


sızlatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sızlamasına sebep olmak


sızlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sızlama işi