Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
şırınga
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havayı, sıvıları emmeye veya itmeye yarayan alet

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Enjektör


Lisan : İtalyanca siringa

Telaffuz : şırı'nga

şırınga etmek
Anlamı:

1. gaz veya sıvı bir maddeyi gözenekli başka bir maddenin içine şırınga ile doldurmak


şırınga yapmak
Anlamı:

1. şırınga ile vücuda gerekli yerinden ilaç vermek


şırıngacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şırınga yapan kimse

2. Uyuşturucuyu iğne ile vücuda zerk eden kimse


şırıngacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şırıngacı olma durumu

2. Şırıngacının işi


şırıngalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şırıngalamak işi veya durumu


şırıngalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Şırınga etmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birtakım düşünce veya duyguları bir başkasına benimsetmek, telkin etmek


şirinlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şirin olma durumu, sevimlilik

Örnek:

1. Şık, şatafatlı görünen kıyafetleri, onları güzelliğin, şirinliğin ve cazipliğin birer timsali gibi gösteriyordu.

1. Şık, şatafatlı görünen kıyafetleri, onları güzelliğin, şirinliğin ve cazipliğin birer timsali gibi gösteriyordu.


sırıtabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sırıtabilmek işi


sırıtabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sırıtma ihtimali veya imkânı bulunmak


sırıtık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sürekli olarak sırıtan


sırıtış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sırıtma işi

Örnek:

1. Cüce rolünde halkı gülmekten katıltan sırıtış, Rakım'ın bütün buruşukluklarını kaplamış, ayrık gözleri evlerinden uğramış.

1. Cüce rolünde halkı gülmekten katıltan sırıtış, Rakım'ın bütün buruşukluklarını kaplamış, ayrık gözleri evlerinden uğramış.


sırıtıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sırıtıvermek işi


sırıtıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın veya çabucak sırıtmak

Örnek:

1. Ancak ne yapalım ki bu çeşitten birçok önemli düşünceler ince eleyip sık dokununca çabucacık sırıtıverirler.

1. Ancak ne yapalım ki bu çeşitten birçok önemli düşünceler ince eleyip sık dokununca çabucacık sırıtıverirler.


Telaffuz : sırıtı'vermek

sırıtkan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sürekli sırıtan, sırıtma huyu olan

Örnek:

1. Çantamı kapıyor ve sırıtkan suratı hâlâ bana dönük olarak uzaklaşıp gidiyor.

1. Çantamı kapıyor ve sırıtkan suratı hâlâ bana dönük olarak uzaklaşıp gidiyor.


sırıtkanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sırıtkan olma durumu

Örnek:

1. Söz, suratı her zaman asabi bir sırıtkanlıkla gergin olan zayıf, uzun boylu bir efendiye verildi.

1. Söz, suratı her zaman asabi bir sırıtkanlıkla gergin olan zayıf, uzun boylu bir efendiye verildi.


sırıtma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sırıtmak işi

Örnek:

1. Bu karşılıklı sırıtma ne kadar sürüyor, bilmem.

1. Bu karşılıklı sırıtma ne kadar sürüyor, bilmem.


sırıtmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dişlerini göstererek aptallık, şaşkınlık, kurnazlık veya alay belirtir biçimde gülmek, sırtarmak (I)

2. Yorgan, şilte vb.ni iri ve aralıklı diktirmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bütün çirkinliği ve kusuru ortaya çıkmak

Örnek:

1. İşi biraz karıştırınca bütün pürüzler sırıttı.

1. İşi biraz karıştırınca bütün pürüzler sırıttı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Göze batmak


sirk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğitilmiş hayvanların ve cambazların gösteri yaptıkları genellikle kapalı yer

Örnek:

1. O yalnız hasmıyla değil, bütün sirk halkıyla güreşiyor.

1. O yalnız hasmıyla değil, bütün sirk halkıyla güreşiyor.


Lisan : Fransızca cirque

şirk
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Eş koşma


Lisan : Arapça şirk

şirk koşmak
Anlamı:

1. Tanrı'nın birden çok olduğunu söylemek, Tanrı'ya ortak tanımak, eş koşmak


sirkat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çalma, hırsızlık


Lisan : Arapça sirḳat

sirke
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bit, tahtakurusu vb. asalak böceklerin yumurtası

Örnek:

1. Hepsi bit, sirke içinde; sıvandım, hepsini temizledim.

1. Hepsi bit, sirke içinde; sıvandım, hepsini temizledim.


sirke

İlgili Kelimeler:

sirke ruhu, sirke sineği, elma sirkesi, üzüm sirkesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Salatalara, yemeklere ekşilik vermek için kullanılan ekşimiş üzüm, elma, limon vb. suyu

2. Birtakım kimyasal yöntemlerle hazırlanmış birleşiklerin ortak adı


Lisan : Farsça sirke

sirke ruhu
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Asetik asit