92406 kayıt bulundu.
ayçiçeği yağı
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Birleşikgillerden, sarı renkli çiçeği çok iri olan, yurdumuzda çok yetiştirilen bir bitki, günçiçeği, günebakan, gündöndü, günâşık (Helianthus annuus)
2. Bu bitkinin yağ çıkarılan ve çerez olarak da yenilen tohumu
Telaffuz : a'yçiçeği
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok seyrek olarak
1. Tiyatroya ayda yılda bir tiyatroya gidebiliyor.
1. Tiyatroya ayda yılda bir tiyatroya gidebiliyor.
1. isim , isim , isim , isim , Çocuk dilinde ay
1. İki sahilde pencerelerden damla damla taşan ışıklar güzel aydedeye göz kırpmakta yıldızlarla rekabet ediyor sanılır.
1. İki sahilde pencerelerden damla damla taşan ışıklar güzel aydedeye göz kırpmakta yıldızlarla rekabet ediyor sanılır.
Telaffuz : a'ydede
1. isim , isim , isim , isim , Yüzü yay biçiminde bir keser türü
Telaffuz : a'ydemir
günaydın, tünaydın
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Işık alan, ışıklı, aydınlık
1. Aydın bir oda.
1. Aydın bir oda.
2. Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel
1. Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı.
1. Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı.
3. Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı)
1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
Özel: Evet
Telaffuz : a'ydın
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aydına yaraşır bir biçimde
1. Sosyal demokratlık daha aydınca görünmüştü, ayrıca moda idi ve şimdilik bütün kapıları açan iki sihirli kelime idi.
1. Sosyal demokratlık daha aydınca görünmüştü, ayrıca moda idi ve şimdilik bütün kapıları açan iki sihirli kelime idi.
Telaffuz : aydı'nca
1. isim , isim , isim , isim , Mersin iline bağlı ilçelerden biri
2. Yozgat iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : a'ydıncığı
1. isim , isim , isim , isim , Parlak yüzeyli, saydam, mimarlıkta çizim için kullanılan özel bir kâğıt
Lisan : (Eidinger özel adından)
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aydınlanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak aydınlanmak
Telaffuz : aydınlanı'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Aydınlanmak işi veya durumu
1. Bakmakla yetinmenin gerçek ilerlemeye yani içteki aydınlanmaya engel teşkil ettiğini bir kavrayabilsek!
1. Bakmakla yetinmenin gerçek ilerlemeye yani içteki aydınlanmaya engel teşkil ettiğini bir kavrayabilsek!
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinme, tenevvür
3. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir yüzeyin, karşısına konulan eşit ışık kaynaklarının sayısı ile orantılı olarak aydınlık görünmesi
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aydınlık olmak
1. Sorgu odasından çıktığımda karanlık holün gün ışığıyla aydınlanmış olduğunu görüyorum.
1. Sorgu odasından çıktığımda karanlık holün gün ışığıyla aydınlanmış olduğunu görüyorum.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinmek, tenevvür etmek
1. Vatandaşın bunu bilmesi, aydınlanıp belli bir konuda bir senteze varabilmesi açısından yarar sağlayabilir.
1. Vatandaşın bunu bilmesi, aydınlanıp belli bir konuda bir senteze varabilmesi açısından yarar sağlayabilir.
1. isim , isim , isim , isim , Siirt iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : a'ydınlar
1. -i , -i , -i , -i , Aydınlatma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Aydınlatmaya gücü yetmek