92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Ayarlama ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Saygının ve sevginin dozunu iyi ayarlayabilmeli insan.
1. Saygının ve sevginin dozunu iyi ayarlayabilmeli insan.
2. Ayarlamaya gücü yetmek
3. Ayarlama becerisi bulunmak
ayarlı pense, zaman ayarlı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayarlanmış, doğru çalışması sağlanmış, düzeltilmiş (saat, makine vb.)
2. Belirli bir ayarda olan (altın veya gümüş)
1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , Vida, cıvata ve musluk aksamını sıkıştırmak amacıyla kullanılan, ağız açıklığı ayarlanabilen özel alet
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayarı yapılmamış, ayarı bozuk, düzensiz
2. Belli bir ayarda olmayan (altın veya gümüş)
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Davranışları ölçüsüz
1. Ayarsız insan.
1. Ayarsız insan.
1. isim , isim , isim , isim , Ayarsız olma durumu
2. Ölçüsüzlük, düzensizlik
1. Ya halkın arzusunda bir ayarsızlık ya politikacıların politikasında bir potluk vardı.
1. Ya halkın arzusunda bir ayarsızlık ya politikacıların politikasında bir potluk vardı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayartılma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. -i , -i , -i , -i , Baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak
1. Allah'ı ileri sürerek kadınları ayartacak aklınca.
1. Allah'ı ileri sürerek kadınları ayartacak aklınca.
2. Kandırmak
3. Birini, çalıştığı yerden ayırıp başkasının yanında çalışmaya kandırmak