Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
aydınlatılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydınlatılabilmek işi


aydınlatılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aydınlatılma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Yalnız, genellikle dili dile çevirmeye ilişkin pek tartışılan birtakım soruların nasıl aydınlatılabileceğine şöyle bir dokunayım, diyorum.

1. Yalnız, genellikle dili dile çevirmeye ilişkin pek tartışılan birtakım soruların nasıl aydınlatılabileceğine şöyle bir dokunayım, diyorum.


aydınlatılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydınlatılma işi


aydınlatılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydınlatılmak işi


aydınlatılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aydınlatma işine konu olmak

Örnek:

1. Her duvarda birer kapısı olan bu oda mumla aydınlatılmıştı.

1. Her duvarda birer kapısı olan bu oda mumla aydınlatılmıştı.


aydınlatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydınlatma işi


aydınlatıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydınlatıvermek işi


aydınlatıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak aydınlatmak


Telaffuz : aydınlatı'vermek

aydınlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydınlatmak işi, ışıklandırma

2. tiyatro , tiyatro , tiyatro , tiyatro , Sahnelerin ışıklandırılması işi


aydınlatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Karanlığı giderip görünür duruma getirmek, ışıklandırmak

Örnek:

1. Işık yüzüne tam tepeden düşüyor ve onu iyice aydınlatıyordu.

1. Işık yüzüne tam tepeden düşüyor ve onu iyice aydınlatıyordu.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir sorun üzerine bilgi vermek


Aydınlı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydın ilinden olan kimse


Özel: Evet

aydınlık

İlgili Kelimeler:

aydınlıkölçer

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yeri aydınlatan güç, ışık

Örnek:

1. Azar azar büyüyen aydınlığa doğru var gücümle koşuyordum.

1. Azar azar büyüyen aydınlığa doğru var gücümle koşuyordum.

2. Bir yapının ortasına gelen oda ve öbür bölümlerin ışık alması için damın ortasından zemine kadar açılan boşluk

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Işık alan

Örnek:

1. Aydınlık bir oda.

1. Aydınlık bir oda.

4. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh

Örnek:

1. En bilmediği çapraşık bir işi beş, on cümle ile anlatınız, onu sizden daha aydınlık bir görüşle kavrardı.

1. En bilmediği çapraşık bir işi beş, on cümle ile anlatınız, onu sizden daha aydınlık bir görüşle kavrardı.

5. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Kötülükten uzak, temiz, saf

Örnek:

1. Aydınlık bir yüz.

1. Aydınlık bir yüz.


aydınlıkölçer
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Birim zamanda bir yüzeyin birim alanına düşen ışık enerjisini ölçmekte kullanılan aygıt, lüksmetre


Telaffuz : aydınlı'kölçer

Aydınlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aydınlı olma durumu


Özel: Evet

Aydıntepe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bayburt iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : aydı'ntepe

ayet
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri

Örnek:

1. Unutmadığı ayetlerle namaz kılıyor, dua ediyordu.

1. Unutmadığı ayetlerle namaz kılıyor, dua ediyordu.


Lisan : Arapça āyet

Telaffuz : a:yet

ayevi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayla


Telaffuz : a'yevi

aygın baygın
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bitkin

2. Duyguda ölçüyü kaçırmış

Örnek:

1. Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler / Aygın baygın mâniler, açık saçık resimler

1. Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler / Aygın baygın mâniler, açık saçık resimler

3. Kendinden geçercesine âşık, vurgun

Örnek:

1. O zaten ötekine aygın baygın.

1. O zaten ötekine aygın baygın.


aygır

İlgili Kelimeler:

aygır deposu, denizaygırı, su aygırı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Damızlık erkek at


aygır deposu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aygırların bakıldığı büyük ahır


aygır gibi
Anlamı:

1. iri yarı, cüsseli, güçlü (kimse)


aygıt

İlgili Kelimeler:

ses aygıtı, sindirim aygıtı, solunum aygıtı, yansıtım aygıtı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz

Örnek:

1. Telefon bir konuşma aygıtıdır.

1. Telefon bir konuşma aygıtıdır.

2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Vücutta belirli bir görevi yerine getiren organ grubu

Örnek:

1. Sindirim aygıtı. Solunum aygıtı.

1. Sindirim aygıtı. Solunum aygıtı.

3. fizik , fizik , fizik , fizik , Birkaç aletin uygun bir biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli deneylerin yapılmasına yarayan takım


ayı

İlgili Kelimeler:

ayıbacağı, ayı balığı, ayıboğan, ayı gülü, ayıkulağı, ayı üzümü, ayı yürüyüşü, bozayı, cicimayı, Büyükayı, Küçükayı, dağ ayısı, denizayısı, marsıvan ayısı

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Memelilerin etobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gövdeli hayvan, kocaoğlan (Ursus arctos)

2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Kaba saba olan insanlar için kullanılan bir seslenme sözü


ayı balığı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Fok


ayı gibi
Anlamı:

1. iri yarı

2. kaba, anlayışsız (kimse)