Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sığınıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sığınıvermek işi


sığınıvermek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Çabucak sığınmak


Telaffuz : sığını'vermek

sığınma

İlgili Kelimeler:

sığınma cebi, sığınmaevi, sığınma hakkı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sığınmak işi, iltica

Örnek:

1. Eğer bana sorarsanız bu kâfirlere sığınmanızı hiçbir bakımdan uygun bulmam.

1. Eğer bana sorarsanız bu kâfirlere sığınmanızı hiçbir bakımdan uygun bulmam.

2. spor , spor , spor , spor , Yarış sırasında, rüzgârın etkisinden korunmak için başka bir yarışçının arkasına sinme


sığınma cebi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kara yollarında araçların durmasına, beklemesine ayrılmış, yolun sağ tarafında yer alan bölüm, alan

Örnek:

1. Sığınma cebi yoksa yolun sağ tarafına iyice yanaşılır.

1. Sığınma cebi yoksa yolun sağ tarafına iyice yanaşılır.


sığınma hakkı
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Genellikle bir cezai kovuşturma ve mahkûmiyetten kurtulmak amacıyla yabancı bir ülkeye kaçma veya yabancı ülkedeyken geri verilmemeyi isteme, iltica hakkı


sığınmacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başka bir ülkeye veya yere sığınmış olan kişi, sığınık, mülteci

2. Yabancı bir ülkede iltica etmeden önce belirli bir süre kalan kimse


sığınmacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sığınmacı olma durumu


sığınmaevi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Korunmaya muhtaç kişilerin barındırıldıkları yer


sığınmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Tehlikelerden kaçarak güvenilir bir yere çekilmek

Örnek:

1. Artık arkasına sığınacak bir camekânım da yok.

1. Artık arkasına sığınacak bir camekânım da yok.

2. Korunmak amacıyla bir yere veya birine başvurmak, başkalarının yardım ve korunmasına ihtiyaç duymak

Örnek:

1. Karı koca o evlerden birinde bir odacığa sığınmıştık.

1. Karı koca o evlerden birinde bir odacığa sığınmıştık.

3. Genellikle siyasi sebeplerle kendi ülkesinden kaçıp başka ülkeye gitmek, iltica etmek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güvenmek, yardım istemek veya ummak

Örnek:

1. Kendisini küçük gören bir millet, insaniyet şefkatine sığınarak yaşayamaz.

1. Kendisini küçük gören bir millet, insaniyet şefkatine sığınarak yaşayamaz.


sığıntı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bulunduğu yerde kalması istenmeyen, varlığı gereksiz görülen kimse

Örnek:

1. Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında.

1. Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında.


sığır

İlgili Kelimeler:

sığır çobanı, sığırdili, sığır eti, sığırgözü, sığırkuyruğu, sığır mantarı, sığırödü, sığır sineği, sığır şeridi, sığır tenyası, sığır vebası, karasığır, et sığırı, su sığırı, Tibet sığırı

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı

2. hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , hakaret yollu , Anlayışsız, kaba saba kimse


sığır çobanı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sığırtmaç


sığır eti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sığırın kesilip parçalanmış eti

Örnek:

1. Sonra kızarmış patatesli sığır etini kesmeye koyuldu.

1. Sonra kızarmış patatesli sığır etini kesmeye koyuldu.


sığır mantarı
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sığır türünde görülen bir tür mantar


sığır şeridi
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Şerit


sığır sineği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yumurtalarını sığırın teni altına bırakan sinek, eğrice (Tabanus bovinus)


sığır tenyası
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Şerit


sığır vebası
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sığırlarda yaygın olarak görülen bir tür veba


sığırcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sığır besleyen veya satan kimse

2. Sığırtmaç


sığırcık
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Serçegillerden, siyah renkli, uzun gagalı, serçeden iri, ötücü bir kuş, çoğurcuk, çekirge kuşu (Sturnus vulgaris)


sığırcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sığırcının işi veya mesleği


sığırdili
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sığırdiligillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüylü, çok yıllık ve otsu bir bitki, öküzdili (Anchusa officinalis)

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Cönk (I)


Telaffuz : sığı'rdili

sığırdiligiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, sığırdili ve havacıva bitkilerini içine alan familya


sığırgözü
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Öküzgözü(1)


Telaffuz : sığı'rgözü

sığırkuyruğu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sıracagillerden, ülkemizde yabani olarak birçok türü yetişen, tüylü yapraklı, sarı çiçekli bir kır bitkisi (Verbascum)


Telaffuz : sığı'rkuyruğu