Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
şehadet etmek
Anlamı:

1. herhangi bir konuda bildiği, gördüğü şeyleri söylemek


şehadet getirmek
Anlamı:

1. İslam'ın şartlarından `Tanrı'dan başka tapacak yoktur ve Hz. Muhammed onun kulu ve peygamberidir` anlamına gelen kelimeişehadet adını taşıyan Arapça sözü söylemek


şehadet parmağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşaret parmağı

Örnek:

1. Sağ elinin şehadet parmağını büktü, çaktırmadan ısırmaya başladı.

1. Sağ elinin şehadet parmağını büktü, çaktırmadan ısırmaya başladı.


şehadet şerbetini içmek
Anlamı:

1. şehit düşmek


şehadetname

İlgili Kelimeler:

menşe şehadetnamesi

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Diploma, sertifika

Örnek:

1. Benim lise şehadetnamem -diplomam- koskoca bir kâğıttır.

1. Benim lise şehadetnamem -diplomam- koskoca bir kâğıttır.

2. Bir işin yapıldığını gösteren, yetkilisi tarafından verilmiş olan onaylanmış belge

Örnek:

1. Aşı şehadetnamesi. İyi hâl şehadetnamesi.

1. Aşı şehadetnamesi. İyi hâl şehadetnamesi.


Lisan : Arapça şehādet + Farsça nāme

Telaffuz : şeha:detna:me

şehadette bulunmak
Anlamı:

1. tanıklık etmek


şehbender
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Konsolos


Lisan : Farsça şeh + bender

şehbenderlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konsolosun yaptığı iş, konsolosluk

2. Bu işin görüldüğü daire, konsolosluk


seher

İlgili Kelimeler:

seher vakti, seher yeli

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı, seher vakti

Örnek:

1. Ben artık korkmuyorum her şeyde bir hikmet var / Gecenin sonu seher, kışın sonunda bahar

1. Ben artık korkmuyorum her şeyde bir hikmet var / Gecenin sonu seher, kışın sonunda bahar


Lisan : Arapça seḥer

seher vakti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Seher

Örnek:

1. Seher vaktine yakın uyanmışım.

1. Seher vaktine yakın uyanmışım.


seher yeli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Seher vakti esen yel

Örnek:

1. Eser seher yeli zülfün dağıtır / Gerdana dökülen tel incinmesin

1. Eser seher yeli zülfün dağıtır / Gerdana dökülen tel incinmesin


şehevi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Erotik


Lisan : Arapça şehevī

Telaffuz : şehevi:

sehim
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hisse bedeli

2. Pay, hisse

3. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Yüksek çelik binaların tepesinin sürekli olarak sağa sola yaylanması


Lisan : Arapça sehm

şehir

İlgili Kelimeler:

şehir coğrafyası, şehir efsanesi, şehir hatları, şehir kulübü, şehir merkezi, şehir rehberi, şehir turu, şehirler arası, açık şehir, ana şehir, başşehir, büyükşehir, kardeş şehir

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanı, kent, site


Lisan : Farsça şehr

şehir coğrafyası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Coğrafyanın yerleşme bölgelerinde şehrin yayıldığı yerin inceleme ve araştırılmasını konu edinen kolu


şehir efsanesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gerçek olmadığı hâlde kulaktan kulağa yayılan ve yeni eklemelerle herkes tarafından anlatılan olay, kent efsanesi


şehir hatları
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şehir içi yolları

2. Şehir içi ulaşımı


şehir kulübü
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kentteki ileri gelenlerin yemek yemek ve çeşitli oyunlar oynayarak eğlenmek amacıyla bir araya geldiği yer


şehir merkezi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şehrin en işlek yeri, iç bölümleri


şehir rehberi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şehrin belli başlı yerlerini gösteren haritalı, açıklamalı kılavuz


şehir turu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şehri gezmek ve görmek amacıyla düzenlenen gezi


şehirci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şehircilik uzmanı, şehircilikle uğraşan kimse, kentçi


şehircilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şehirlerin kurulmasında, düzenlenmesinde, güzelleştirilmesinde kullanılacak, uygulanacak yöntemleri, şehirlerle ilgili toplumsal, ekonomik vb. sorunları konu edinen bilim dalı, kentçilik, urbanizm

Örnek:

1. Şehircilik diye bir ihtisas olduğunu öğrenmiştik.

1. Şehircilik diye bir ihtisas olduğunu öğrenmiştik.


şehirdaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı şehirde oturan kimse

Örnek:

1. Bilmem kaç şehirdaş susuz kalır.

1. Bilmem kaç şehirdaş susuz kalır.


şehirler arası
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İki veya daha çok şehir arasında ulaşım, iletişim sağlayan, kentler arası

Örnek:

1. Şehirler arası telefon.

1. Şehirler arası telefon.